Serhadlerde, çarpışırlar: Çepniler.
Ve oğulları, olur: Çepni Serhat.
Serhadlerde, kırışırlar: Çepniler.
Ve kırar, kırılır da: Çepni Serhat.
Şu sokaklar, daireler, yollar, şu atmosfer, ışık, sis bana neler kattı bir bilseniz...
Çok acılı oldu bütün olanlar, tarafımca yorumlanacak olurlarsa.
Daha da ağırları gelecek başa, vaktini bekliyor her şey.
Biliyorum, ama nasip olursa eğer, şu an üzerinde çalıştığım kitabı yayımlamak, inanın bana beni anlayacak ve beni bileceksiniz.
Belki çok şey görmedim bu şehirde, ama haberdardım burada olanlardan elbette.
Aslında ne enerjim ne kuvvetim vardı,
Bu şiiri dahi kaleme alacak kadar.
Fakat öfke katılıp fikrimin arasına,
Kitleler arasına beni itip, beni zora saldı.
Ne değişir? Bu duvarları yıkmaya çalışsak…
Seni o gün görünce,
Dilim durdu, lal oldum.
Taşa döndüm geçince,
Sen tam benim karşıma.
Nefesin vururdu tenime,
Yol uzun, fedakârlık ve feragat istiyor.
Bugünlerdeyse ben, enerjimi tüketmiş gibiyim.
Yapılacak iş belli ama,
İstek mi desem güç mü desem, koca bir hiçlikteyim.
Gençliğimin baharı; 16, 17, 18, 19'lu yaşlarım..
Kapıdan içeri girdi bir Konçuy,
Yanakları al al benim aklımı da aldı gitti.
Duydum ki Kıpçaklar'ın kızıymış,
Bilmem Oğuz'a gelin gelir mi?
Böyle günler aylar geçti,
İki yamacı birbirine bağlayan köprünün,
Kalın halatları nasıl kopuyorsa,
Bizim de öylelikle koptu bağlarımız.
Demek imkânsız yokmuş, mümkünlük varmış.
Yüz türlü yerde, aradın muhabbet,
Seni kullanana, dedin: İnsaf et!
Hadi şimdi, burada, itiraf et!
Korkma, sen utançlı bile kalmazsın.
Geldim anam rahminden,
Şu çirkefçe dünyaya.
Atamadım üstümden,
Ben; suçumu, suçumu…
Sanat hepimizin, üretelim.
Fikirlerimiz ve anlatılarımız çarpışsın,
insanlığımız daha da ortaya çıksın:
Küçüklüğümüz.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!