Yeni bir yıla az kaldı. Giden koca bir yılın ardından, şöyle bir tebessüm edelim. Düşünelim içimizden biraz. Neler istedik, neler yaşadık? Ya da koskoca bir yıl içinden, ne hayaller kurduk? Ne sevinçler, üzüntüler yaşadık? Hepsi bir yana, sevdiklerimizle neler gerçekleştirdik? Koca bir yıl bize ne kazandırdı? Ne kaybettirdi? Hiç düşündük mü?
Ha gayret! Bitiyor. Az kaldı bir yıl daha yaşlanmaya.
Ha gayret! Bir yıl daha ömrümüzden, ömür vermeye.
Yollar da ne yollar; Çoğu yer yamalı bohçaya dönmüş halde karşımızda.
Kümpürcünün kümpürü ocakta
Kaynamış dökülmüş su herenide
Yakmış kümpürcüyü, hoplatmış yerinde
Ne yapsın kümpürcü kümpürü
Hanımı fırlamış “aboruu” diye
Kirlenmişlik deyince sizin aklınıza ne gelir? Bilemiyorum. Ama benim aklıma; vücut kirliliği, çevre kirliliği, gürültü kirliliği,düşünce kirliliği, dil kirliliği, siyasi kirlilik vb. daha birçok şey gelir. Hepsinde de ortak nokta; kirlenmişlik.
Çevremizde ne kadar çok duyarsız insan var. Hiç farkettiniz mi?
Sahil kenarlarında, akarsularda, piknik yerlerinde, parklarda ve sokaklardaki çevre kirliliği; kendiliğinden mi oluyor? Yani rüzgar getirip pislikleri oraya bırakıyor. Öyle mi?
Bırak beni demesi kolay
Bırakamıyorum
Ellerim bıraksa
Yüreğim bırakmıyor
Gözlerim kaçsa
Dilim kaçmıyor
Ömrü kısa olur
kardan adamların
soğukta
direnirler yaşamak için
meskenidir
karanlıklar
Elinde tas, gözünde yaş,
Nerden geliyorsun böyle arkadaş?
Yalan söyleyip yorma kendini,
Anladım,yengeden sana armağan.
Gelirken attı ardına, ikramiye diye,
Aldın sen getirdin, dalgınlıkla buraya.
Günler sonra geldiğim de,
Sen yoktun ortalıkta.
Duydum ki,
Sormuşsun günlerce beni,
nerde bu diye?
Biliyor musun anne
Ben ne zaman büyüdüm
Gülümseyen yüzünü göremediğim
Kanatlarında olamadığım
“Kuzum” diye seslenişini duyamadığım
Seni gördüğüm yerlerde göremediğim
Merhaba!
Düşündüğünü söyleyen, söylediğini düşünenler, yukarıdaki başlığa bakıp söylenmeyin bana. O söz; düşündüğünü söyleyemeyen,söylediğini düşünemeyenler içindir.
Bir gün ırmağın kıyısına oturmuş suyun akışını seyrediyordum. Duru ve akıcı görünüşüne içimden 'Ne kadar güzel. İnsanı rahatlatıyor.' diye düşündüm. Birden gözüme az ilerideki pisliklerle örülmüş, durgun yeri farkettim. Demek ki her yer aynı değilmiş. İşte bizim yaşamımızda kimi yerler durgun, kimi yerler ise duru mu acaba? Yaşam ırmağımız bazen öyle hızlı akar ki anlatmaya sözcükler yetmez. Yaşam durmuyor, ırmak gibi akıp gidiyor. Bence yaşam, hergün yeniden keşfedilmesi gereken bir bulmacadır. Bilemiyorum sizce nasıl geliyor? Yeni şeylerle karşılaştıkça zihnime sorular sorarak, araştırma yaparak, zinde kalmasına çalışıyorum beynimin. Haa! Arada bir bilgisayar kilitlenmesi gibi 'ZONK' durduğu anlarda olmuyor değil. Eee,o kadar da olacak değil mi ya.Siz hiç hayatınızda öyle anlar yaşamadınız mı?
Bir gün boyunca kendinizi inceleyin. Hayatta neler yapmak istediniz? Neler yapabildiniz? Bugün yeni ne öğrendik? Gibi birçok soru oluşturup çoğaltabilirsiniz. Bu çalışmalarınızı engellemek isteyenler olacaktır. Kıskananlar olacaktır. Zaman zaman size çelme takıp düşürmek isteyen insanlar olacaktır. Bunlar dünde vardı, bugünde var, yarında olacaktır.




-
Ferat Ertürk
-
Mehmet Asa
Tüm YorumlarMerhaba degerli dost güzel üsad,
Güzel siirlerinden bazilarini okudum.
Bu forum alanindan basarini kutlamak ve sizi tebrik etmek istedim.
Nice basarilar ve siir dolu günler dilemek istiyorum.
Bu güzel calismalarina devam diyorum ve yürekten kutluyorum.Bu güzel eserlerini siir sev ...
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra