İlham kaynağımsın doğanla
Limanın, caddelerin, parklarınla
Çeşit çeşit insanlarınla
Seni nasıl bırakıp gideyim Finikem
Portakalı, narı, üzümüyle
Yarınların ufkunda düşlere yatarsak umutsuzca; neler görürüz ya da neler görmeyiz düşlerimizde. Ismarlama düşlere yatıp piyangolar mı almak istersiniz? Yoksa kâbuslarla uyanıp, silkinip; ne oluyor bana mı dersiniz? Ne derseniz deyin; değişmeyecektir, çırpınışların gölgesinde yaşayanların hayatları…
Hayat yolunda bir garip yola girmişiz de farkında değiliz ya da farkındayız da duyarsız ve tepkisiz; bana ne? Diyoruz.
Dünya küreselleşme adı altında parselleniyor. Duyarsız ve hormonlu insanlarla düşünmekten yoksun yaşıyoruz. Bana ne? Diyoruz.
dünyam benim,
güzelliği arama, dünya içinde
değmez artık; yalvarmaya, çırpınmaya, haykırmaya
ah dünyam! ya sen
yanan ciğerlerin, ormanların tükenirken
değmez, hayat dengen bozulurken
Bir dilek tutun içinizden. Ne dilek tutarsanız tutun. Ama içinde birazcık, ülkemin aydın geleceği için; iyilik ve güzellik de olsun.
Bir dilek tutun bu hafta; sevgi, mutluluk, huzur ve onurlu yaşama olsun içinde. Maaşınızla başınız dik, yürütecek zamlar da olsun içinde. Bazılarınız hemen ayağa kalkacak ve olmayacak duayı niye edelim, diye. Olmayacak duaya niye amin diyelim, diye. İtiraz edeceksiniz biliyorum, son yazdıklarıma. Hele emeklilerin hepsi itiraz edecek, son yazdıklarıma.
Emekli maaşınızın, avrupalıların emekli maaşı standardında olmasını dilemenin hayal olduğunu bilerek. Emekli maaşınızın avrupalılar gibi olmadığı için, ikinci işte çalışanlar, zorluklar içinde yaşayanlar, çalışmak zorunda kalanlar; siz de isyan edeceksiniz içinizden sözlerime, biliyorum. Avrupalılar ikinci işte çalışanlardan ek vergi alınıyorsa (ki bunun böyle olup olmadığını da bilmiyorum ya neyse.) , siz de bana,onlar gibi maaş almadan kıt, kanaat altında yaşama savaşı verirken; nasıl dilek tutayım diye sitem etmeyin. Siz, yine de yüreğinizi karartmayın, yakın umut ışığınızı yüreğinizden. Hiç olmazsa o ölmesin içinizden. Çalınmasın umuda olan, yaşama olan aşkınız.
Emirgazi'm
sen de çocukluğumun
anıları kaldı
acısıyla, sevinciyle
ağıtıyla, kiniyle
dalım kırıldı gövdemden, ufak bir sallanımdan
gözlerim kaçtı, suçluluk duygusundan,
karanlığa gömüldü,senin ayrılığın yüzünden
seninle yaşanılan, silinmeyen hatıralarından
gövdemden kopan dalımdın, acım oldun
şimdi bilinmeyen yerlerde, gövde oldun
koparalım
bir kere koparmakla ne olur
azıcık ucundan
deme bana sevdiğim
hadi senin
dediğini yapalım
Bahar yürekli sevdiğim, her mevsimde
güneş gözüyle açtığın, gülen ayçiçeğinle
maviliğin kaybolduğu, sarı yapraklarda
sarıyorsun beni, sarmaşık gibi gözlerinle
ilkbaharınla aşk gülleri açıyorsun kalbime
“Can yoldaşım dedi topa…
Yalvaran gözlerle baktı.
Yeter dedi ve kükredi…
Oyşın’a bacadan çaktı.
Vurdum dedi, Koca Seyit.
“la havle”yi çektim, vurdum.
İnce uzun boyu, hafifçe sola eğik duruşuyla,
Küçük kasabanın, büyük bekçisiydi Mahir.
Dürüstlüğü, hareketi, sözüyle yıllarca güven veren,
Geceleri huzur içinde hissettiren yılların bekçisiydi.
Az bir kusuru,
Temiz kalbinde olmayan, dilindeki küfürüydü.




-
Ferat Ertürk
-
Mehmet Asa
Tüm YorumlarMerhaba degerli dost güzel üsad,
Güzel siirlerinden bazilarini okudum.
Bu forum alanindan basarini kutlamak ve sizi tebrik etmek istedim.
Nice basarilar ve siir dolu günler dilemek istiyorum.
Bu güzel calismalarina devam diyorum ve yürekten kutluyorum.Bu güzel eserlerini siir sev ...
O Bir Seven O Bir Gönül Dostu
Bütün Dostlar Güzel Hatıralar Hatırlatsın
Beni Size Sizi Bana Ölürsek Bir Fatiha
Ölmez İsek Hepimiz Hepimize Ebedi Hatıra