Akdeniz’e düşmüş kızıl saçların,
Rengini guruba vermiş dalgalar.
Gün batımlarında mor yamaçların,
Eteğinde köpük dermiş dalgalar.
Meltem olur saçlarını savurur,
Bu iş bize düşüyor, düğümü biz çözeriz,
Ya uğrunda can verir, ya başını ezeriz,
Haini bakışından, duruşundan sezeriz.
Şerefsizi anlından vur deme zamanıdır!
Yeter, hain teröre dur deme zamanıdır!
Çalış, didin, helal kazan,
Faiz haram derdin baba.
Ağır olur yoksa cezan;
Tüm emekler olur heba.
Ben çalıştım karnım doydu;
İnsanlar günlerdir televizyon başında
Amerikan yapımı bir film izliyor.
Bombalar patlıyor.
Alevler yükseliyor.
Sirenler çalıyor.
Çığlıklar duyuluyor.
Kısa künyem; şehit Mehmet, Cudi Dağı’ndan.
Pusuda kör bir kurşun delip geçti bağrımdan.
Sarılıp, göğsümdeki Ay-yıldız’lı bayrağa,
Ana kucağı gibi, düştüm kara toprağa.
Tahtında sultanlar payidar oldu,
Hani sarayların yok mu Alanya.
Rengin neden böyle sarardı soldu,
Dostundan düşmanın çok mu Alanya!
Saray Mahallesi saraysız kalmış,
Senin doğrularınla yaşamaktansa,
Benim yanlışlarımla öleyim.
Zira
Senin doğrularının yanlış;
Benim yanlışlarımın doğru olduğunu,
Sen de,
Bir başka boyutta başka dünyada,
Muhibbi bir dostun izini gördüm.
Gözüm gerçek arar günlüm hülyada,
Hayali aşikâr, yüzünü gördüm!
Ne yalnızım ne kimsesiz ne garip,
Pençe yapar, sökük diker,
Onarmaya emek çeker,
Her çileye teker teker,
Çivi çakar Hasan Usta.
Yırtık olsa ayakkabı,
Şu yolun yokuşuna
Gide gele yoruldum,
Sevdan kül etti beni
Can evimden vuruldum!
Eskiden taşlı imiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!