Dünya kerhanesinde,
Seviştiğin memesi yeni çıkmış yetimlerle.
Merdiven altı bin kadeh kaldırdın şerefsizliğin şerefine.
Hüzün tünellerinde,
Göstermedi mi sana kıyametini,
Şekerleyip,
Bende ki yerini
Süslü kelimelerle anlatmak çok zor.
Zaten sana dair
Ne süsüm var ne püsüm.
Susayım ben iyisi mi.
Susayım değil mi?
Fantastik bir edebiyat karakteri gibiyiz dostum.
Biz buralarda;
Bazen Polyanna bazen Peterpan,
O’mu?
Onu hiç sorma,
O zaten hep harikalar diyarında.
Tek kişilik tükettiğim kahvelerden olsa gerek,
Bu aralar çok suskunum.
Hadi çık gel de ikiye çıksın kahveler,
Bir de şarkı açalım,
Dil bozumu çözülsün kelimeler.
Sen bilmezsin
Şairini entellemiş olmak için
Mısralarda
Piç gibi dolanır bazen kelimeler.
Bak ben onları da sevmem.
Ne özentidir o
Dilime bir çuval küfürle,
Ruhuma asi bir erkek çocuğunu
Piç gibi bırakıp gittiklerinden beri
Ağlamak istiyorum.
Kaç zamandır ağlayamıyorum Anne! !
“ERKEK gibi KADIN” dediklerinde çaldılar göz yaşlarımı.
Aşkın dışında her yerde cesurlar,
Bir tek aşktan korkuyorlar.
Bu yüzden güzel adamlar,
Çirkin kadınların koynunda,
Güzel kadınlar ise;
Çirkin adamların koynunda,
Biz iki yıldız gibi,
Bakıldığında çok yakınmış gibi dursak da,
İki yıldız gibi ışıl ışıl parlasak da,
Ruhundan ruhuma kararttığın o aşılması zor yollarla,
Artık içten içe sönüşlerimiz var,
Yamacından neredeyse ha kaydım ha kayacağım,
İmgelerim kayboldu...
Dünkü fırtına aldı savurdu,
Bulamıyorum...
Bu karabasan şehir imgelerimi yuttu.
Gören oldu mu soramadım,
Hayat bir filmdi değil mi ?
Hep Komedi olsun istediğimiz...
Ve en heyecanlı yerinde
Bir reklama bile tahammül edemediğimiz.
Oysa Hayatın reklamı yoktu,
Reklam olan sadece
Hayatınız ve şiirlerniz beni çok etkiledi sizi yeterince tanıdıgımı düşünüyorum zaten akıp giden zaman sizi unutturmaya yetmedi (UNUTULANLAR UNUTANLARI ASLA UNUTMAZLAR)
SAMET GÜRTAY