Kış kışlada kışlar iken
Karakuşi bir yazıylan
Kışkışlanıp, kışkışlanıp
Akkuğulu yazmalarla
İne inmez yazılara
Elif oldu ne demezsin
Viran bir rum evi adada oturduğumuz ev
Serinliğine serin
Ferah olmasına ferah ya
Tam bir hakuran kafesi.
Bu deyimi aslına döndürmek için mi nedir
Bir çift de kumru gelip
Bu cehennemi sıcaktan kurtulmak için
Sırtımı, omuzlarımı yüzen
Ne bir esinti bekliyorum yaprakları uçarısıya,
Ne de bir yaz yağmuru bardaktan boşanırcasına
İhtiyacım benim başka bir sıcak
Teninin sıcaklığı senin
Bir yelkenli bayrağı al
-Mor da olabilir-
Almış yaprağına rüzgarı
Rumca bir şarkı patlatıyor
denizin gözüne gözüne
Sen ölüyorsun kardeşim öldüğünü bil
Bile bile ve teamüden
Ecel öldürmez insanı
Kendisi öldürür
Vakti zamanı gelince...
Ben onun için yas tutuyorum ya hep
Duvar dibindeydiler bi bakış baktı
Şimdi ışık yıllarında yaşıyor o çiçekler
Heyt bu kadına can veren tanrım
Sarı bir yatışı var bütün çarşaflardan ayrı
-Dr. Mehmet Şen'e-
Boynum kıldan ince ölüme
-Değil mi ki şol illetten iğne ipliğe dönmüş bedenim-
Ve ölüm ki, benim bu ölümlü dünyaya gelmemle
Beraber dünyaya gelen maşallahı var oğlum
Diyelimki yağmura tutuldun bir gün
Bardaktan boşalırcasına yağıyor mübarek,
Öbür yanda güneş kendi keyfinde
Ne de olsa yaz yağmuru
Pırıl pırıl düşüyor damlalar
Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
Bir fasulye çimleniyordu
Çiseledikçe yağmur.
Koştum vardım ki yanına
Anlasın ne nimet olduğunu
Sen git yerine! dedi Ayşa Kadın
Böyle kibar erkeyin ayağ’na
Deniz ki pirinç semaver
En sakin deminde çayın
Çınnnn
Mineli fincan elinde
Kıraathanesine
Düşlerinin büyüklüğü kadar özgür.
Kalbinin ağırlığı kadar aptal.
Zihninin genişliği kadar bencil.
Sevenin kadarsın aslında.
Sevmeyenin dolsanda.
İnsanevladısın sonuçta.
Her şey sende gizli...
https://youtu.be/6zPewiBAXoM
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.