Gel bu sabah seninle radikal bir karar alalım.
Kocamış şu şehrin egzoz kokulu kalabalığına okkalı bir “elveda” çakalım.
Mavinin hüküm sürdüğü,
İnsanlarının yüzünün her daim güldüğü,
Küslüğün tarihe gömüldüğü,
Kimsenin birbirinden selamı esirgemediği,
bu sabah kırdım tüm ince belli çay bardaklarını
imha ettim bin bir suretinle baktığın aynaları
kokunun sindiği ne varsa bir bir attım
resimlerimizi bile acımadan yaktım
bu sabah ne varsa seni hatırlatacak
hafızamdan kazıdım
Çay karası gözleriyle çayımın dumanında tüten yar.!
Sarı saçlarının her bir teline şiirler asan bu şairin
Sensiz içtiği her çayda boğazına dizilen özlemleri var.....
Can Çalışkan
Biz öyle herkese içini dökenlerden olamadık kurbanım.
Onun yerine çay döktük.
Demiyle demledik dertlerimizi.
Dışarıya hep mutlu göründük.
Geçtiğim yolların sonu nereye çıkar öğrendim,
Öğrenemezken yokluğuna nasıl tahammül edileceğini.
Tüm iyi ihtimallerden sınıfta kaldım,
Aynalara rehin bıraktım gülüşlerimi.
Ansızın karşılaşırsak diye,
Ezberimde hep kahır şiirleri.
Bıçak gibi kesip attıklarım var yüreğimden
Etrafa tek damla kan sıçratmadan
Islak bir gecede düşsem yollara,
Çıksam bir sabah sana gelsem.
Tan yeri ağarmadan,
Kediler balıkçı teknelerine yanaşmadan,
Şehir uykudan uyanmadan,
Kuşlar rızkının telaşına kapılmadan,
Korkuya rağmen merhamet ve açlığa rağmen şefkat çocukluğa münhasır kalmasa keşke..
Boşuna dememişler “Herşeyin çoğu zarar” diye.
Ne çok konuşup karşındakini yor,
Ne çok susup yüreğini yor.
çok fazla acıdan sonra
en ketum dert ortağının deniz
çığlığına sessiz kalmayanlarınsa bir tek martılar olduğunu anlarsın....
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..