Ne imtihanlar misafir ettik soframızda.
Yalnız kendimizin değil herkesin acısını acı bildik.
Ne varlığa sevindik, ne yokluğa yerindik.
“Dünya imtihan dünyası” deyip herşeye göğüs gerdik.
İşte tam da bu sebepten ruhumuza sadeliği giydirdik.
İşte tam da bu sebepten simit-çay’ın verdiği o muhteşem tadı,
Bazen......
Yazmak istersin öylece..
İster anlamlı olsun
İster anlamsız hiç farketmez..
Benim adım mürekkep döken değilmi zaten..
Çirkinde seni gören
Gemi batıyor diye terkeden farelere sesleniyorum:
“Gemi şilep doğurdu anacım.
Yalnızlık; sığındığım
Issız,
Soğuk,
Karanlık bir duvar dibi.
Ve kimse de demiyor ki;
“Yeter bu kadar soluklandığın. Kalk gidiyoruz.”
Öksüz şiirlerime son versen ne olur
Kan kaybından yitirilmeye ramak kalmış cümlelerime yüklem olsan
Dolansan gecenin matemine bulanan saçlarıma
Örselenmiş yanlarıma merhem olsan
Sen ben olsan bir kereliğine
Bendeki senin eşsizliğine nail olsan
Yanık bir türkünün nakaratından düşeceğim aklına,
Yüzün düşecek.
Evdeki en kıymetli vazoyu kırmış çocuk mahçupluğuna,
Kimse bir anlam veremeyecek.
Namertliğin ikimizin arasında sır kalacak olsa da,
Vicdanın yastığınla uykularını kanlı bıçaklı ilan edecek.
Herkes kalın kalın duvarlar öre dursun etrafına,
Ben yeşil yeşil sundurmalara mavi pencereler açıyorum.
Gri gri perdelerden geçmişini seyrederken baktığını göremeyenler,
Ben yüzlerce martının çığlığını selamlıyorum.
Gökyüzü kapalıymış,
Deniz sisliymiş,
Tüm imkansızlıklara kafa tutan bir umudum oldu bu sabah
Yüreğimin ucundan boşa damlayan ne kadar şiir varsa yuva oldu
yıldızlı yaralarına
mevsimine boyun eğmiş yapraklar,
yoklama hanene
‘pekiyi’ getiren yalnızlıklar,
sessiz çığlıklarına
tavşan kanı çaylar eşlik ediyorsa
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..