Az olsun öz olsun " diye diye büyütüldük biz.
Ondandır minik bir tebessüme yenik düştüğümüz.
Tek bir papatya ile mutluluğun zirvesine çıkıp,
Hüznümüzü bir damla gözyaşıyla gömdüğümüz.
Sözkonusu sevilmek olunca,
Belki de büyük beklentiler gerekiyordu.
Biz tuttuk babaannemizin ölçüleriyle yetindik.
“Varsın; bir çimdik sevgi,
Bir arşın saygı,
Şayet asude bir deniz ararsa yorgun yüreğin
Ve Şubat soğuğunda Temmuzu tutmak isterse ellerin
Ben hep burada,bıraktığın yerde,binbir ümitle
Şiirbaz sözlerim ve kahve gözlerimle seni beklerim
Sen konuş,dök dökebildiğince içini
Ben bol bol susar seni dinlerim
Sözde bahar “ merhaba “ demiş.
Ne zaman ki nefesin yüzüme değer,
Bahar o zaman “ merhaba “ der.
Tut ki; sensiz batık bir gemi,
Paslı bir çivi,
Ağarmayan tan yeriyim.
Tut ki; şiirin intihar ettiği,
Kuşların es geçtiği,
Sorun değil, bu bayram da böyle olsun.
Biz sevdiklerimizi uzaktan da severiz.
Sarılmadan, öpmeden, okşamadan da severiz.
Yüreğimizle sarılır, gözlerimizle okşar, sesimizle öperiz.
Sorun değil, bu bayram da böyle olsun.
Daha nice bayramlar var önümüzde.
Belki yarın ben olmayacağım.
Bensiz sabahların ilkine uyanacaksın.
Ve ondan sonraki hiç bir sabahında olmayacak adım.
Sesimi duyamayacaksın,
Gülüşümle mutlu olamayacaksın.
Resimlerimle nereye kadar avunacaksın.?
tependen kuşlar
kaldırımdan insanlar
yoldan arabalar geçer.
ben de senden geçerim...
günler
Yıldızsız gecelerde yokluğun odama dolarken,
Nefesine müptela boynumda can verir sevinçlerim.
Zulamda hükmünü yitirmeyen cevapsız sorular,
Ruhumu vicdanına teslim ederim.
Sen bilmezsin,
Hayaline dem tutar acılarım.
Beni vurduğun yerde bırakma,
Gün gelir vicdanınla kanlı bıçaklı olursun.
Ne zaman mayınlı bir gülüşe meyletsen,
Ahtım var, beni vurduğun yerden vurulursun.
İstediğin kadar ilkbahar esintisi doldur yüreğine,
Serbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..