Bitmek zorundaydı
ve bitti...
Şimdi anlamını yitirmiş bütün şiirleri sahiplenme zamanı.
Mısralarım yüzüme tükürür, kalemim küfreder, ben yine sana ağlarım.
"Olsun...Kaderde bu da varmış" der bir duvar dibine çöker usul usul ağlarım
Gittik birbirimizden ve ben o gün bu gündür başı kana bulanmış şiirlerimin sonunu görecek ömrü bulamaz oldum.
bu saatten sonra herkes beni biraz eksik bulacak
kimse tamamlamak için tam anlamış olmayacak
zira en güzel taraflarım sende kaldı
gözlerimin ferini aldın giderken,gözlerim ışıksız kaldı
avuçlarımdaki sıcaklığı aldın,sımsıkı sarılma şansım mahşere kaldı
gözyaşlarımı aldın,üzülünce ağlama lüksüm kalmadı
Çok eskide kaldı masum sevmelerimiz
İçten, samimi, sıcacık gülüşlerimiz
Kırılsa da atmaya kıyamadığımız oyuncaklarımız.
Sekseğiniz, beş taşımız, kovalamacalarımız.
İpte sapta durmayıp koşturduğumuz toprak yollar,
Açılınca sıkı sıkı saran o menfaatsiz kollar.
Son bir kez daha,bir el sileyim dedim hüznün tozunu
Baktım ki canımın en ücra köşesinden, suçlu gibi bir çırpıda sevdan düşüyor
Hayallerine takılıp kanayan dizlerime rağmen tutayım dedim yüreğinin ucunu
Kirpiklerimden yanaklarıma muazzam bir intihar eylemi gerçekleşiyor
Dilimde biriktirip söyleyemediklerimden akan sitem naraları
Büyümek,
sevdiklerinden ayrılmak demek biraz da.
Alışmalısın kızım, ta ki kendinden ayrılana dek..
Git gide gülmeyi unutmak demek büyümek,
hüznü, hayatının en baş köşesine oturtması insanın /
anlamalısın kızım, kimi seversen sev gidecek.
Aslında çok iyi anlıyorum seni.
Sessizliğe bürünmüş sanki yorgun şehirde kim var kim yoksa.
Kulaklarını çınlatıyor beli bükülesice yalnızlıklar.
Uyusan, yarin yokluğuna sobeleneceksin rüyalarında,
Uyumasan, neden hala yaşadığın düşüncesi ebeleyecek dağınık odanda.
Kahrından diyorum...Kahrından....
Elim kaç kere gitti telefona biliyor musun.? Kaç kere kahrettim umursamazlığına. Beynimi kemiren uykusuzluğuna rağmen mantığım kaç kere ”Biraz sevseydi önemserdi sözlerimi,çeki düzen verirdi hareketlerine,üzmezdi bizi.” dedi durdu biliyor musun.?
Kendi kendimi yemekle bir yere varamıyorum. Alıp başımı dışarı çıkıyorum,dolaştığım mağazaların vitrinlerinde ne gördüğümü hatırlamıyorum. Korkarım tekrardan sigaraya başlayacağım. Belki yükümü azaltır. Zira kendimi bile taşıyamıyorum.
Günün hemen her saatinde “acaba şimdi ne yapıyordur” düşüncesi aklıma hakimiyet kurmuş resmen. İşten çıkış saatlerini, eve kaçta vardığını, haftasonları harfiyen ne yaptığını, en çok hangi yemeği sevdiğini, balığın en tazesini nereden aldığını bilmek ne acı. En kötüsü de bensizliğe rağmen arkadaşlarınla gülmen.
senin olmadığın bu koca şehirde
adım sevda zayiatı diye geçiyor
elim ne zaman telefona gitse
gözümün önünden
kapımdan eksik etmediğin haksızlıklar geçiyor
çaktırmamaya çalışıp şiirlere buladıkça ellerimi
gözlerinin aleviyle su bile yanıyor; ben ise yanmaya çoktan meyilli çıra
haydi durma kat ortalığı toza dumana
kış günü bahçemdeki yedi verenim
yaz sıcağında bile çıkmaz sokaklarında ikamet ettiğim
biz seninle aşk'a müptela iki divane
istediğin kadar es,gürle hatta yağ ama bizi bitirme
Haksız olanın sesi çok çıkarmış.
Ben o yüzden hep
Sessiz...
Sakin....
Durgun bir su gibiyim.....
Zerre gözümde değil,




-
Turan Ergün
Tüm YorumlarSerbest vezin şiirlerin en güçlü ve en güzel kalemi,şairine saygı ve selamlarımı sunuyorum..