Seni tanıdım bu gece,
Loş aydınlık ışıklar içinde,
Seni tanıdım bu gece,
Müzikli, neşeli bir alemde,
Sana bakmaktan alamadım gözlerimi,
Sen Allah’ın kulu değil misin?
Sen onun verdiği nimetlerden,
Miskin miskin yersin içersin.
Ey yolcu, Allah’ın kulu değil misin?
Bize vermiş yüce yaradan doğayı,
Anlatamam! Seni ne kadar çok,
Sevip özlediğimi,
Hem sevgimi, hem de özlemimi,
Anlatmaya yeterli değil kelimelerim.
Nede onları oluşturacak hecelerim,
Yinede sizin bilmenizi isterim.
Birgün benim yanıma gelecek misin?
Ellerinle ellerimden tut diyecek misin?
Ben bir suç işledim. Affet diyecek misin?
Sarılıp yanağımdan, beni öpecek misin?
İstanbul
Sizlerin kapısına da bir gün bir yabancı gelecek,
Belkide size Tanrı misafiriyim diyecek,
Belkide, bir lokma kuru ekmek ile yenine giyecek,
Bir yırtık elbiseniz için, Allah’ın adını verecek,
El açıp, aman dileyip, merhametinize sığınacak,
İstediklerini almak için, kapınızın önünde bekleyecek.
Ayrılmak için yapmıştım hazırlığımı.
Topladım bütün eşyalarımı.
Tam kapıdan atarken adımımı,
Hatırladım benim ile yaşayan dostlarımı,
Elimdeki eşyalarımı bıraktım kapı önüne,
Elveda demek için odamda kalanların hepsine,
Geceleyin gökyüzünde,
Korkusuzca ilerlerken,
Nice mutlu ve aşık insanlara,
Hep mehtaplı geceler yaşatırsın.
Ayın biri olur değişirsin.
Çiğdem olsan çiçeğe dursan,
Açıp güzel renginle, baharı duyursan,
Hayran olup sana, seni dalından koparsam,
İçin yaralanıp, arkamdan ağlar mısın?
Tarumar eder misin? Gönlümü de o zaman,
Pek öfkeli görünürsün sen çiğdemim,
Yine yıldırımlar çakıyor, dalga, dalga
Bir kusurum, kabahatimde olmadı Allah’a
Ama gel gör şimdi, yavrucağım çok hasta.
Olamaz, olamaz Tanrım! Sen onu bize bağışla.
Ateşi var, yakıp kavurur yavrumuzu.
Benim bir vatanım var.
Her karışında binlerce kefensiz yatan,
Şehidin, şuheda’nın kanları var.
Benim vatanım canımdır. Kanımdır.
Ben onun için yaşarım, vatanımda,
Merhabalar hocam ben kadriyörükoğlu lisesinden öğrenciniz Dilek size nasıl ulaşabilirim?