Ellerimde kelepçeler,
Girdim mahpushaneden içeri.
Gardiyanın elinde anahtarlar,
Beni buraya hapsetti.
Nedir benim suçum, günahım?
Yıllar önce evinden ayrılmış,
Dünya’da ne dostu, nede arkadaşı varmış.
Hayatını bin bir cefayla yaşamış,
Bir masum çocuğun yaşam anısıymış.
Zaten o’nun Anne ve babası da,
Bir aşk daha bitecek gibi, yine ayrılık sesleri,
Dolaşıyor dillerde, hem de hiç sebepsiz.
Nerede kaldı bilinmiyor, yine aşk yeminleri,
“Ayrıldım” deyip, olmuşsun umutsuz çaresiz.
Ayrılıktan başka bir şey çözüm getirmiyor gibi.
Al eline bıçağını, hançerini
Sapla sineme sevgilim.
Hiç düşünme bu aşkın peşini,
Al eline sapla sineme hançerini,
Beni yaralayıp, öldürüyor.
Kendimi hiç bu kadar güçsüz hissetmemiştim.
Özüm içinden kanatlanıp konacak yer arıyor.
Kendimi kaybetmiş gibiyim.
Hayır, hayır, hayır yanılıyorum.
Koşuyorum, kaçıyorum ama sende nihayet buluyorum.
Bir anlam veremiyorum. Kendim ile mücadele ediyorum.
Bir daha yolun rastlamasın yoluma,
Ne de bir damla göz yaşı düşsün yoluma,
Ayrıldığımız günün anısına,
İstemem senden ne merhaba ne de elveda,
Göz yaşlarımla ıslanmış olan mendilimle,
Eski bir fotoğrafım olsa da elinde,
Bugün günlerden 31 Aralık.
Sana ne hatırlatacağını, bilemem artık.
Ama benim bu gariban hayatımda,
Ayrılık acısını ilk tattığım gündür.
Ne rastlantıdır? Aynı gece,
Türlü mazisi olan, koskoca bir yılda bizimle
Merhabalar hocam ben kadriyörükoğlu lisesinden öğrenciniz Dilek size nasıl ulaşabilirim?