İnsanın yaşaması için hava var.
Serinlemeye ise gölge arar.
Gölgede serinlik neylesin.
Serinlik rüzgârlı havada var.
Rüzgârda coşkun ırmak gibidir.
Aklına esince aniden azar.
Seni öylesine seviyorum ki,
Öylesine ki, çılgınlar gibi,
Sensiz bir anımı dahi düşünemiyorum.
Hep seni seviyorum.
Yalnızca ve yalnız seni seviyorum.
Seni, gözlerimin nuru gibi bildim.
Seni, kalbimin sahibi diye sevdim.
Seni, aşk şarabından, yudum yudum içtim.
Seni, kalbimin sahibi diye sevdim.
Seni, ellerimdeki gonca güllere benzettim.
Sabahleyin esen seher yelleri,
Bana dalga dalga eserek getirirler,
O güzel gözlü yarimin özlemini,
O rüzgarları hissettikçe, sevdiğime tövbekar oldum.
Akşam ufkunda batan güneş,
Önüne set gerilmiş su gibiyim.
Bu su gölünün içinde,
Bilemiyorum ben neyim?
Bir damla su muyum?
Yoksa başka bir şey miyim?
Öyleki, hepimizde damlacıklarla,
Canım, bir tane sevgilim.
Ağlayarak terk ettiğin,
Hiçbir günahı olmayan,
İsyan etmekle günlerini geçiren,
Tanrı’dan yalnız senin için dilek dileyen,
Parlak âşk ümitleri de sönen.
Ellerinden içmek isterim sevgilim,
Bana uzatacağın bir kadeh şarabı.
İçince, kendimden geçmek isterim sevgilim.
Nasıl olsa zindana çevirdin sen dünyamı.
Al senin olsun aşk ateşinle yanmış
Küle dönmüş olan kalbim.
Hayat zehir oluyor.
İnsanlar anlaşılmıyor.
İçerimde kan ağlıyor.
Sevdiğime isyan edince.
Gözlerim hiç görmüyor.
Keyif edelim dedik,
Çayı bitiri verdik.
Laf edelim dedik.
Bir arkadaşı kaybettik.
Biz insanlar böyleyiz.
Seyyah oldum, geziyorum yurdumu,
Geziyorum, batımı doğumu,
Görüyorum güzelim Anadolu’mu
Görüyorum, cennet yurdumu,
Şimdi durak verdim Keşan’da,
Merhabalar hocam ben kadriyörükoğlu lisesinden öğrenciniz Dilek size nasıl ulaşabilirim?