Hain bir pusuda yitirdim düşlerimi
Zamanın zift karasına çaldığı sıralar.
En masum halleri çocukluğumun
En masum halleri gençliğimin
Dost dediğin neydi ki?
Ya arkadaş ya sevgili?
Yok olmak
Yokluk
Yok'lukluk hissi kelimelere nasıl aksettirebilirki....
Belki de bu yüzden gözyaşı güzergahının son durağının kalp olması....
İnsanın da gönlü olmasa
anlatılacak susacağı olmasa,
İnsana nice ölümler giydirildi
Tabiatın boşluğunu doldurmak için.
Yaradılış gayesi değil miydi sevgi?
İnsan insana kıydı
Yorgunum,
Biraz da kırgın
Kime? Ne için?
İnsanı insana anlatmak,
Belki de bu kadar zor olduğu için.
İyilik, sabır, toprak, zaman,
Bir kuş, kanadında özgürlüğü
Bir kaplumbağa, sırtında evini
Bir kanguru, kucağında yavrusunu
Bir anne gibi.
Bir gündüz, gecesini
Parmaklarımın ucuyla dokunabildiğim kadarı
Avuçlarımın tam ortasında saklayabildiğim kadarı
Dilimin en kuytu köşelerinde sana söylemek isteyip de söyleyemediğim kadarı
Ömrümün faylarında zelzeleler yaratabildiğim kadarı aşk
Yana yana kavrulduğum fakat söndüremediğim kadarı
Yüzyıllara bölüştürülmüş bir sevdanın arta kalanlarıdır
Sol yanımda taşıdığım isimsiz acı.
Hükmü olmayan gecelerime iliştirilmiş
Gözü yaşlı umudum
Yüreğinin kapısını penceresini sonuna değin zorladığım
Kapama kapını pencereni
Her Kasımın yirmi yedisinde
Canım dökülür gözlerimden
Yüreğim bükülür ta orta yerinden
Sevdam kurban edilir
Her Kasımın yirmi yedisinde
Tek kişilik bir sevda uğruna.
Bir Kalp
İçinde yok sükuttan başka ses
Bir Aşk;
Bir Aşk ki;
dikenlerle kaplı yol.
Yüreğin yalın ayak koşmaya varsa
Bir kelebek kondu bahçeme
Öyle küçük öyle masum
Bir can taşır kanatlarında.
Hazan yaprağı tatında...
Avuçlarımın ortasına bir buse iliştirdim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!