Saçlarında Kasım Yağmuru
İstanbul soğuğu saçlarında
Bir vapur iskelesindeki bekleyiş
Henüz cezalandırılmamış taze bir direniş
Kırk yıllık yalnızlığı tırmalayan bir büyük serzeniş.
Oturmuş öylece bekliyor saçlarında.
Kapat kapıyı Orhan su sızıyor içerden
Bir mavi örtü ser şu masaya.
Şöyle böyle bir terzi çağır
Diksin örtünün hırpalanmış yüzünü
Doldursun yamalarla arkasını önünü
Pek de oralı olma
Karanlık çöker verimli topraklardaki cılızların üzerine.
Karanlık çöker ve bir değirmen döne durur.
Uyur ses bir dağın göbeğinde
Sessizlik, bir huzursuz at gibi kişneyip durur.
Gece vardiyasında bir nöbetçi er
Babasının türküsünü diline tutturur
Aldım Gocuğumu sırtıma giydim
Koktu zaman
Koktu gökyüzü
Eskilerle dolu bir antika dükkanı gibi.
Babamın köstekli saatleri,
Halamın kapı süsü,
Kan sızıyor dişlerinizden
Kan sızıyor ha bire
İçinizde derin bir kuyu
Koca bir karanlık ceplerinizde.
Gözlerinizde nefret, gözlerinizde kan
Kuduza yakalanmış bir köpek gibisiniz
Kaçardık biliyorum
Tutunacak hiçbir dal bulamazsak
Kaçar giderdik bu kentten
Yıkılmış harabe cesetler içinden
Susarak giderdik
Gözgöze bakıp, kenetlenen ellerimizle susardık




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!