Sanırım bir yerlerde çürüdü içim
Ve bir yerlerde, yabani, ayrıksı, istenmeyen bir ot gibiydim.
Kaçarak kurtulurum sanırdım
Kentler, yüzler, sesler değişince susar sanırdım.
Bu yüzden öldürdüm çocukluğumu.
Bir hortum, bir patlama, bir çığ gibiydi.
Ömürlük bir ceza için savaştık
Ahmaktık.
Bunu anladığımızda ise
Daha da ahmak
Sevgiler...
Ve karadelik yalnızlıklar.
Bir akşam vakti bakışları uzatan unutulmuşluklar
Her şey mümkündü oysa
Oysa hayatta her şey mümkündü.
Zaman geçti
Su duruldu
Yolcular yeni hayatlarına koyuldu
Ve yollar sanki ha bire yeni yolcular doğuruyordu.
Binlercesi bir arada bir yığın ahmak
Biraradalıktan sık sık yoruluyordu.
Ben şiirleri sevdim, şarkıları...
Kimsenin gitmek istemediği o dar sokakları,
Evlerin bahçelerindeki kedileri
İzbedeki çay bahçesini
Her sabah köşede bekleyen simitçiyi,
Sahaf Nazım abiyi,
Bir başkaydı umudum
İnanırdım sözcüklerin anlamları,
İnsanların doğruluğuna.
Sürüden ayrılana,
Sergilenmeyen hayatlara.
İpe serili çamaşırı tutan ucu kırık mandala.
Çok zaman sonra gördüm
Ağırca bir taş olduğu yerde yosun bağladı
Sokaklar fazlaca ışıklandı
Eski arsalara binalar yapıldı
Kentler daraldı,
Taşıtlar, insanlar çoğaldı
Biz bir yokluğu büyüttük
Ve kaybettik sandık hiç var olmamışı
Avcumuzun arasından bir su gibi sızıp gitti hayallerimiz.
Hikayelerimiz, anlamlarımız
Anlamlandıramadığımız biz
Her sokağa selam duran yüreğimiz...
Çok soru soruyordu,
Susturdum.
Konuşma dedim ona,
Sonra içimde bir çığlık duydum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!