Aynı anda diktik gözümüzü
Aynı anda baktık gecenin içine saklanmış bulutlara
Salıncakta sallanan mutlu çocuklar vardı orada
Sokağın tozunu yutmuş
Garip çocuklar.
Aldım kendimi güneşten kopardım
Esmer tenime dokundum
Denizin ortasına uzandım yüzükoyun
Suya dokundum
Göğe dokundum sonra
Bulutlara
Şeftali sokağına güvercinler konmuş
Ruhum arınmış günahlarından
Zencefil kokmuş aktarlar
Kadınlar ve çocuklar
Pazar yerlerinde taze balıklar
Sesler ve sokaklar
Sen metin
Burgazadada bir yaz
Kendi gölgeni seyrettin
Durdun düşündün içlendin
Sen metin
Bir gün boş bir odada
Sanırım bir yerlerde çürüdü içim
Ve bir yerlerde, yabani, ayrıksı, istenmeyen bir ot gibiydim.
Kaçarak kurtulurum sanırdım
Kentler, yüzler, sesler değişince susar sanırdım.
Bu yüzden öldürdüm çocukluğumu.
Bir hortum, bir patlama, bir çığ gibiydi.
Ömürlük bir ceza için savaştık
Ahmaktık.
Bunu anladığımızda ise
Daha da ahmak
Sevgiler...
Ve karadelik yalnızlıklar.
Bir akşam vakti bakışları uzatan unutulmuşluklar
Her şey mümkündü oysa
Oysa hayatta her şey mümkündü.
Zaman geçti
Su duruldu
Yolcular yeni hayatlarına koyuldu
Ve yollar sanki ha bire yeni yolcular doğuruyordu.
Binlercesi bir arada bir yığın ahmak
Biraradalıktan sık sık yoruluyordu.
Ben şiirleri sevdim, şarkıları...
Kimsenin gitmek istemediği o dar sokakları,
Evlerin bahçelerindeki kedileri
İzbedeki çay bahçesini
Her sabah köşede bekleyen simitçiyi,
Sahaf Nazım abiyi,
Bir başkaydı umudum
İnanırdım sözcüklerin anlamları,
İnsanların doğruluğuna.
Sürüden ayrılana,
Sergilenmeyen hayatlara.
İpe serili çamaşırı tutan ucu kırık mandala.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!