Ben dünyaya henüz geldim derdi Aydın abi
Mutluluktan mı yoksa yaşamamışlığından mı hiç bilinmedi.
Kaç para verseler de satmazdı yalnızlığını
Yalnızlığı ayağı kırılmasına rağmen parasızlıktan atamadığı ince döşekli bazasıydı.
Karısı hiç olmamıştı ve
Kendi doğurmuştu sanki çocuklarını
Bir cocuk geldi dünyaya
Elinde ne olduğunu bilmediğim o enstrümanıyla
Dünya metro istasyonu kadar küçüldü
Bir çocuk sanki metro istasyonunda gelmişti dünyaya
Elinde adı dahi konmamış plastikten enstrümanıyla
Adam yürü dercesine eliyle öteledi çocuğu
İçimizde bir değirmen
Dönüp dönüp başa
Dönüp dönüp başa
Dönüp dönüp boşa dönüyor sanki
Senden sonra
Beni hiç kimse sevemedi gibi hissettim
Senin beni hiç sevmediğini bilmeme rağmen.
Bana adını söyleme
Kim olduğunu bilmeyeyim
Beyaz bir perdenin ardında salınan
Bir mavi silüet kalsın içimde
Senin bekleyişin
Öyle telli duvaklı
Senin
Kepenklerin inişini
Çaresiz ve meraklı
Kaygılısın
Toprağa cemre düştü
Rüzgar değirmenleri döndü
Nâr çiçekleri açtı
Yağmur kokusu sindi bahçeme
Gel...
Sana komşularından haber getirdim
Mavi gökyüzünden
Işıl ışıl güneşli bir pazar gününden
Yağmurun sesinden
Sokaktaki simitçinin sinisinden
Babamın türkülerinden
Yüreği dalında henüz
Henüz tanımamış kendini
Oturmuş üzülmüş Esma teyzenin basma çiçekli elbisesine
Düşünmüş
Bir nefes almış taze bulutlardan
Nefes almayı unutmamış henüz
Kime ne
Sessiz atın çiftesi pek olduysa
Kime ne
Saklamadığımız samanlar alev aldıysa
Başımız göğe erdi kime ne
Köyümüzü su bastı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!