Sevgiler iliştirmiş eteklerine
Zil çalıp oynuyor
Kaptırmış müziğin ahengine
Yaşıyor yaşıyor
Yaşıyor kadın
Öyle taşra öyle kırsal ki buralar.
Burada olmak için burada doğmak şartmış gibi.
Biz burada doğmasak yani
Kimse buralı olmak istemeyecek sanki.
Bir avuç yaşlı nüfusun içinde genç doğup yaşlanmayı bekleyen insanlar var burada.
Tıpkı yaşlanıp ölümü bekleyenler gibi.
Sanki sana dair bir şeyler var hala şehirde
Bir orman gülümseyen güpe gündüz
Bir kayın
Bir gökyüzü
Mavi
Bir karartı kaygan zemine düşer gibi
Zardan daha ince
İnce bir yanlızlık
Kılı kırk yarmış da gelmiş sanki
Oturmuş kucağıma
Sanırsın aralık kedisi
Hafif ürkerek uyandırmaya
Sanki buralarda bir yerlerde
Sanki ebediyen hep aynı yerde
Al
Al
Al bu taşı içimden
Çatlamadan,kırılmadan henüz
Beni bir rüzgar ayırdı ruhumdan
Bir gezegende kayboldu sonra benliğim.
Saçlarında Kasım Yağmuru
İstanbul soğuğu saçlarında
Bir vapur iskelesindeki bekleyiş
Henüz cezalandırılmamış taze bir direniş
Kırk yıllık yalnızlığı tırmalayan bir büyük serzeniş.
Oturmuş öylece bekliyor saçlarında.
Kapat kapıyı Orhan su sızıyor içerden
Bir mavi örtü ser şu masaya.
Şöyle böyle bir terzi çağır
Diksin örtünün hırpalanmış yüzünü
Doldursun yamalarla arkasını önünü
Pek de oralı olma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!