içerde dışarda
bağımsız yaşayan
beden ve ruhunu birleştirerek
gelecek nesillere taşıyan
kadın erkek demeden
üretip gelişen geliştiren
tüm dünya emekçilerinin
elleriyle yapılan
İstanbul'umuzun bugününde
taksim meydanı
binbir renkli güllerle donanmış
bu pastanın ortasına bende
bu gün en yakınınızdakı
kadın arkadaşınıza
verdiğiniz bir karanfille
tarihimizdeki analarımızın
anısına saygınızdandır
teşekkürler hatırlayanlara
ıslak kayalar üstüne kök salmış
yosun kokulu dallara yol tuttu gözlerim
ulaşamadı uclarına sarmalanmış gövdeler
akıttıkları can sularıyla yedi yere göllenmiş
pentur desenli nilüferler yapraklarıyla
koro halindeki kurbağalara sahnelenmiş
hep gülen yüzleri
gerçek sanırdım
birgün gülüşünüzün
arkasında bir yüz
daha gördüm
şimdi evreni
açtırmıştın yüreğimin kapısını
aralıklı kalmasın bırak aksın
hasretli günlerimizde sel
olsun sıcacık sevginle
belki soğuk gecelerime
güneş esinle gelirsin
tüm yolları kapalı
bir gezginci gelmiş
kaybolan ruhunu
arar dururmuş
son uğrak yeri
kaybolan ruhlar evi
Yine
içim içime sığmaz
gözlerim dalar gider
karşı tepelerin ardında
aradığı mutluluğa hasret
koşmak çoşmak uçmak
ay gecenin
güneş senin
yıldızlarda ışık
ben senleyim
seyrettikce bizi
içimize doluyor
uçmayı öğrenmek isteyen
minik bir serçeyim
omuzunda
sakın hissettirme bana
kalp atışlarının hızını
ürküp düşerim sonra




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!