Yoktur ziyanı dokunmaz bana,
Atar durur hep senden yana,
Vurma incitme zararı sana,
Çünkü içinde sen varsın gülüm...
Günü geceyi bir bir ayıklar,
Gülümsersin tabi ki,
her doğan güne,
karanlık gecelerin ardına sığınsa bile...
Hayata daha deli dolu bağlanırsın,
ardında solmuş bir yığın yaprak ile
Mezarım kalsa da gurbet elinde,
Elbet bir yerlerden, duyarım sizi,
Bir fani çalsa da, sazın telinde,
Elbet bir yerlerden, duyarım sizi…
Düşerim toprağa, hak’lanırım ben,
Gölgem/Sen
Sen gittin ya,
anladım yanlız yürünmez,
mutluluk yerde sürünmez…
Sana doğru geleni ayaklarına serdin,
Günün ışıklarını gelen geçene verdin,
Gündüzümde gezerdin bitmez tükenmez derdin,
Gecenin karanlığı aldı götürdü seni…
Bak daha doyamadım, hani bir gün yeterdi,
Senden başlayarak, hep sana gelen,
Yollarım var idi, umudum boldu,
Sen gittin gideli, elimde kalan,
Güllerim kurudu, yüreğim soldu...
Bir gülde kırmızı, yanakta aldım,
Ne lale ne sümbül, dengin mi senin,
Pembe, beyaz, sarı, rengin mi senin,
Benim gibi gönlün, zengin mi senin,
Gülüm ol goncam ol, sarayım seni…
Gece benim olsun, karası senin,
Dumanı bile sigaradan çıkmıyor sanki,
Zaten zor nefes alıyorum yüreğimin yangınından…
İsyanda ayaklarım yürümekten, nereye gittiğini bilmeden…
Nasırla dolu yılların ezikliğinden,
Üşüyor ellerim, kollarım bedenim soğuk poyrazlarda,
Hey gidi satırlar hey,
Bazen nasılda coşar gidersiniz peşi sıra,
Bazen de bekle babam bekle...
Gelsin diye…
İki kalp bir atar, niye sormayın,
Bu kalp benim ama birde yarimin,
Peki bu akan ne, diye sormayın,
Gözler benim ama yaşlar yarimin…
Gün geceyi görür, niye sormayın,
Kimi şiirinde, insan yüreğini yanlışlıkla düşürdüğünü, şairin o kayıp yüreği bulup şiir ile geri iade ettiği hissine kapılıyor insan, yitirilmiş yüreği buluyorsunuz yada yitirdiğinizi sandığınız yüreğin yerinde olduğunu farkediyorsunuz. Şiirleri okurken kimi zaman başka bir evrenin içinde buluyorsun ...