Ne güneşim bildi, ne ayım bildi,
Yad oldum gülüme, bahçeme bugün…
Ne dağlarım bildi, ne çayım bildi,
Yad oldum gülüme, bahçeme bugün…
Öptüm önce sitem, eden toprağı,
Yaşım gençtir dedim, sabahım erken,
Hayat kayığına, bende binerken,
Ormanın içinde, koşup giderken,
Tutunacak bir dal, bulamadım ki…
Yürünmez bu yolda, düşüp sekmeden,
Bedenin mum gibi, sararıp solsa,
Gözlerin kararıp, kanla da dolsa,
Yürüdüğün eğer, doğru bir yolsa,
Uyuma Türk oğlu, sakın uyuma…
Nice dağlar vardır, gerekir aşman,
Beraberce aştık, bayırı düzü,
Bilki doğru değil, bilirsin özü,
Nasılda söyledim, sana o sözü,
Kör olsun gözüm, lal olsun dilim…
Daha dün değmişti, eli elime,
Ben hep peşindeyim, müptela gibi,
Ne bir gün aradı, ne sordu beni,
Bir adı hasretmiş, bir adı sevda,
Yıllar yollar değil, yar yordu beni…
Gece gündüz derken, aklıma düştü,
İki damla yaşsın sen sadece,
Geçmişin hesaplaşmalarından usulca kaçan,
Kimseye görünmediğini sanarak...
İki damla yaşsın sen sadece,
Ayrılığın acısını yüreğinde saklamaya çalışan,
Beni sen yapan özlemin be gülüm,
Seni özledikçe daha çok seviyorum inan,
Yanımda olsan yazar mıydım bu satırları,
Özler miydim bu kadar seni?
Şairi şair yapan hasreti değil mi,
Kim yazmış yanındaki sevgiliye,
Al gonca, al yanakta biterde,
Nice yareler, açar bu tende,
Keklik gibi, bir anda, yiterde,
Sevda nerde sende ona, koş yarim…
Kekliğim nazlıdır, tuzak kurma,
Gülü diken sarmış, bu mu bahane,
Sevdasız diyarda, açamam gayrı,
Turnalar yol bilmez, yol mu bahane,
Sevdasız diyarda, uçamam gayrı…
Duyunca feryadı, bende gel oldum,
Ölçtüm, biçtim, tarttım, biçimde sensin,
Düşündüm, anladım, seçim de sensin,
Anla be gidersem, içinde sensin,
Sevdiceğim sende, benle gelirsin…
Gölge gibi durup, birden yitersem,
Kimi şiirinde, insan yüreğini yanlışlıkla düşürdüğünü, şairin o kayıp yüreği bulup şiir ile geri iade ettiği hissine kapılıyor insan, yitirilmiş yüreği buluyorsunuz yada yitirdiğinizi sandığınız yüreğin yerinde olduğunu farkediyorsunuz. Şiirleri okurken kimi zaman başka bir evrenin içinde buluyorsun ...