Rasgeldi bir hazan mevsimine
Yine gözyaşım yıkadı yüzüme
Ellere bayramken bana zindan
Gerisi yalan Allah’dır baki olan
Mal mülk makam hepsi de yalan
Yanık okunan bir ezan sesiyle uyandım
Belki de böyle bir nameyi ilk duyandım
Bu ses denizin dalgaları gibi yayılıyordu
Ruhum mutluluktan nerdeyse bayılıyordu
Ezanın nameleriyle ruhum okşanıyorken
Bu sabah hava parçalı bulutlu
Gördüğüm rüyalar bir umuttu
Neredesin yâr sevdan beni kuruttu
Galiba; Leylâ şair Bayram’a unuttu
B. TUNCA/05.07.2001-13.45
Ah söyledim suç oldu/söylemedim suç oldu
Deveyi hendekten atlatmaktan da güç oldu
İnanmazsan bak saçtan önce sakal ak oldu
Evvel böyle değildi ne olduysa aşktan oldu
B. Tunca/14.04.2004-14.04-İst.
Çoktur; vefasız dostlara söylenecek sözüm
Vefasızlara söylesem de anlaşılmaz sözüm
Aslında, dünyalıklarında yoktur hiç gözüm
Aslında Yörük efesidir benim gerçek özüm
Burada söylesem yine yanlış anlaşılır sözüm
Âşıkların, maşukların, otağısınız
Hiç de hıyanet nedir bilmezsiniz
Sel verir, fakat hiç sır vermezsiniz
Değerlileri en iyi sizler saklarsınız
En güzel çiçekler sizde açarlar
Uzun olur yaylada yaşayanın ömrü
Kanlı olur dağlarda yaşayanın yüzü
Temiz olur dağların havası ile suyu
Leziz mi lezizdir her şeyin tadı tuzu
Dağı öpmeden, inmez Güneş bağları
İnan ki dönmüyor dostum dönmüyor
Dökme suyla değirmen taşı dönmüyor
Ama gel gör ki, dönüyor dost dönüyor
Bu baş o taştan daha da hızlı dönüyor
Hani derler ya “ateş düştüğü yeri yakar”
Deliyle uğraşmak, ölüyle uğraşmaktan daha zordur
Bu imtihanı başarmak zordur, ama mükafatı boldur
01.12.2004-12.01
Bülbül derdini, güle döker
Gül derdini, bülbüle döker
Dertliler, derdini birbirine döker
Ölüm Allah'ın emri, ayrılık ondan da beter
Gül yaprağını, dibine döker
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!