Leylâ, senin hiç başka işin yok mu
Hep beni mi sayıklayıp duruyorsun
Leylâ, senin bana hiç acıman yok mu
Olmadık saatte kulağımı çınlatıyorsun
Gecenin ta bu saatinde, hiç şair uyandırılır mı
Karar verdim karar verdim
Şair olmaya, karar verdim
Her şeyimi o yare verdim
Mutluluktan göğe değdim
Çile çeke çeke dertli oldum
Bayram’ın saçlarından önce sakalları ağardı
O, yıllarca dermansız derdine derman arardı
Onun sırtındaki hayat yükü, çok mu çok ağırdı
O, imdat çığlığı atarken, dostları sanki sağırdı
Genç yaşta, siyah saçları kar beyazı ağardı
Ben deniz, şiir yazmadığım zaman
Suyu kesilen çeşmeye benziyorum
Ben sevdiğimi görmediğim zaman
Sanki sıkılmış limona benziyorum
Sayısız aşk şiiri yazıp, sayfama astım
Her ana çocuğunu nasıl tanırsa
Her peder evladını nasıl tanırsa
Her canlı yavrusunu nasıl tanırsa
Ben de şiirimi tanırım aynen öyle
Tüm şiirler harman edilse yine tanırım
Dönüyor güzün gidenler diyardan
Daha hâlâ bir haber yok o yârdan
Onun hasretidir saçlarımı ağartan
Odur beni gece gündüz yalvartan
Ağartsa da saçlarımdan önce sakalımı
Avazım çıktığınca bağırdım cümle âlem duysun diye
Gören görmezlikten, duyan duymazlıktan geldi niye
Belki de düşünmüşlerdir mecnun veya meczup diye
Ama, ne deliydim, ne de divane, belki O duyar diye
Gerçi O duyduktan sonra duymayanlara da duyurur
O gece gökyüzü en güzel takılarını takınmış
O gün, Leyla Mecnun için al duvak takınmış
Leylâ ile Mecnun, aşkın tadını o gece tatmış
Bu aşk onlara ta Âdem ile Havva'dan kalmış
Sema kaldırmış perdesini, saydırıyor incilerini
Gurbetçimizden duyardık da inanmazdık
Sebze ve meyvenin taneyle satıldıklarını
Gel gör ki; ülkemde de uygulanıyor aynı
Kiloyla aldığımızı, gramla alır olduk artık
Hatta bazısını gramla dahi alamayan var
Ne vakit kaybolsa onun anahtarı
Sanki kırılır gibi olurdu kanatları
Yok olmaya yüz tutardı umutları
Bulunca, pır pır ederdi kanatları
İçindekilerin her birinin anısı ayrıydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!