Nerede gülen bir yüz görsem
Seven bir kalbi vardır sandım
Ben onu, gerçek dost sandım
Seviyorum demesine kandım
Hayatta nerede gülen aşina bir sima görsem
Gözlerim albümlerde resmini arar
Müjdelenenler arasında ismini arar
Mahşer günü gözlerim cismini arar
Sensiz cennete verseler neye yarar
Gözlerim görmek, burnum koklamak
Ihlamurun kabuğunu soyarlar
İçi su dolu çaydanlığa koyarlar
Ocakta fokur fokur kaynatırlar
Düğünlerde güzelleri oynatırlar
Çam ağacının kabuğunu soyarlar
Öyle bir derin çekilir ki, o son nefes
Dost ve düşman kulak kesilir herkes
Keşke, ibret alabilse, bundan herkes
Çünkü, mutlak tadar, bu acıyı herkes
30.11.2002-11.30
Saksılar sunî çiçeklerle doldu
Sepetler sunî meyvelerle doldu
Tablolar sunî resimlerle doldu
Simalar sunî tebessümle doldu
Yiyip içtiklerimizin hepsi sun’î oldu
Aldığım davetle mazideki hayallere daldım
Davete icabet etmek için deryalara daldım
O deryalarda bazen haz, bazen gam aldım
Randevuya yetişmek için yolları arşınladım
Yıllar var ki hasret kalmıştık o eski dostlara
Her gülün dokusu/kokusu farlı farlıdır
Hatta, dekoru/ekolü de farklı farklıdır
Bir ciyette benzeseler de birbirlerine
Ekseriyetle, benzemezler birbirlerine
Gül vardır, dikeni bülbüle pıtrak olur
Ağartsan da saçlarımdan önce sakalımı
Hiç bozmadım bozmayacağım vakarımı
Çevirtsen de kara kışa baharımı yazımı
Yine de bozmam ben bu zarif vakarımı
B. Tunca/18.08.2002-18.18
Gökkubbede ay avize, yıldızlar spot lamba
Camilerde kandil, yüreklerde çıra yanmada
Gözlerden yaş, yüreklerden sızı damlamada
Eller duadan, diller zikirden karıncalanmada
Bugün, adeta her yürekte bir kandil yanıyor
Aşkın/sevginin ilk mayası
Güzelliğin kaynağı/aynası
Edebiyatın/şiirin, hülasası
Hilkat ağacının öz parçası
Süzülen anzer balı tadındadır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!