Her yaprakta kristal misali çiğ damlası
Vurdukça güneş, ışıl ışıl parlıyor hepsi
Yeryüzü adeta işlenmiş en güzel tepsi
İçindekilerse, itinayla dizilmişler hepsi
01.03.2004-09.01
Yine depreşti içteki hasret duygularım
Yaşamadıysanız bilemezsiniz dostlarım
Ben yaşadım dünyada anasızlık çok zor
Bayramda ana hasreti içte yanan akkor
Her bayram baş tacım anam gelir aklıma
Hani bir şekere bir türkü söyletmiştin
Hani bir mükafatla neler yaptırmıştın
Gönderdiğin yerlere koşarak gitmiştim
Söylediğin işleri de severek yapmıştım
Elimden tutup gezdirmelerin ümit aşılardı
Tam onsekize bastım
Tam sazı elime aldım
Tam türkümü yazdım
Tam bir güzel sevdim
Aldılar, elimden yaşımı
Karardı arştaki mavi bulutlar
Kaskatı kesildi kara topraklar
Çoktan dökülmüştü yapraklar
Kulların kimi aç/kimi toktular
Yağmur bir anda kara dönüştü
Düne kadar vurulmazken hiçbir kapıya kilit
Bugün yetersiz kaldı, çelik kapılara çift kilit
Mazide korkulurken, haram lokma yemekten
Bugün haz duyulur haram lokma yenmekten
Mükafatını Allah verir âlâ
Tutabilen ümmete ne âlâ
Tutmayan adem var hâlâ
Feraset versin Allah teâlâ
Hey kul eğer tutar isen oruç
Deniz yaz sıcağıyla buram buram terliyordu
Sema güneşin voltajlı lambasıyla yanıyordu
İkisi arasında kalan cisimler de kavruluyordu
Ilık esen rüzgârla denizde met-cezir oluyordu
Kıyıdaki tüm canlılar çifter çifter geziyordu
Ceddimizden miras ilkelerimiz vardı
Dillere destan örf/âdetlerimiz vardı
Anlı şanlı yürüyen kervanımız vardı
Ulus olarak ahd-ı peymanımız vardı
Bizler anlı, şanlı, namlı delikanlıydık
Hey huri güzeli kadın kadın
Ah nerde o senin eski tadın
Yok artık, o eski ağız tadım
Ah nerde benim eski dadım
Sen dün yine beni çok yalvarttırdın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!