Bayram Kaya Şiirleri - Şair Bayram Kaya

Bayram Kaya

Dünden bugüne ve ileri.
Sen coğrafya,
Topografya ve can diyeti.
Popülâsyon yeri.
Can bildim her şey geri.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Birey, daha somuttaki toplumsal oluşunuzdur. Anacak ve ancak toplum içinde var kalır. Toplum dışında yoktur. Toplumca belirlenişinizdir. Aydın, sanatçı vs. de, bu yanı ile toplumda, bir karşılıklı hizmet transfer eder nitelikliliğinizdir. Birey, üretimini toplum için yapan yanınızdır. Bireylik ise; birey yanınızla beraber, kendi objektif ve subjektif olgunlaşmanızı, soyut somut inançlarınızı, aydın yanınızı, halk olur yanınızı içlemler. Her bireylikler aynı zamanda da birey olmayabilir. Ama bütün bireyler aynı anda bireylik taşır.

Halk, aydın olmayı sanat yaparlığı, toplamsal hareketi, izafelerse de, anlamı gereği bir bilmezliği aydın olmazlığı da içerir. Aydın olurluğu yanında cahilliği de vardır. Bu daha çok muhafazakârlık ve statükoculukla, tabusal olurlukla, bağnazlık yaparlıktır.

Bu da, bireylerin her şeyi bilemez oluşu ilkesi gereğidir. Toplum, pek çok şeyi bireyleri ile birey oluşlarla bilir. Aydın toplumun pek çok nitelik ve öznelliğini yansıtabilirken, halktan bir yığın kişiler, bunun bilincinde olamayabilirler. Halk tüm bireylerinin toplamsal niteliği gibi ise de, uygulamada, bireylik bilmezlikleri ve sübjektifliği egemendir. Üstelik halk, birçok, bedensel, zihinsel, engellilerinde içinde bulunabileceği bir karışma durumunda var bulunur. Toplum bundan farklı bir kavramdır. Sümer halkı uygarlığı derken, o görkemli uygarlığı Sümer halk bireylerinin tümünün ortaya koyup, bildiği söylenemez. Bu görkemliliği, ruhu bile duymadan, geçip giden halktan kişiler vardır.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Yaşam karmaşasında,
bir çığlık.
Benim mi!
benim sedam mı?
Elimden olmadan,
bağırıyorum.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Kokusu çıkmış bu işin:
Aşınmış önce patlak,
Sonra,
Dizi,
Çatlak çatlak.

Devamını Oku
Bayram Kaya

2-]İnsanlar ittifaklar dönemiyle ego özlü yolun (temel düzlemimize ilişkin haz ve elemi olan yolun) “üretimse olacak çevrim girişmesini” bir iyice başarmanın tabu ve totemlerini var etmiştiler. Tabu ve totem kavranışı, eski dönemlerdeki sosyal öznenin, yaşamın kavranıştı eğitim öğretim süreçleridirler.

Bu aynı tabucu, totemi zemin üzerindeki düğümlerin; zaman içinde toplum ve halk diye ayrışan iki ve daha fazla noktasının birbirine yansıma, rengi veren dallanma girişmelerini var ederler. Aynı düğümlü, aynı geçmişe sahip olma iken, dallanmalar aynı geçmiş üzerindeki, ufak niceleyişti sapmalarının faz farkıdırlar. İnsanlık böylece uygarlıklarını geliştirebilmiştirler.

Ego ihtiyaçlarının giderilmesi artık zorunluluktan bir görevinizdir. Egonun ihtiyacı olan sağlananlarına değin çabalarınız da; yani kişilerin doğrudan nesnelere yönelik davranışları da; vücudunuz dışındadır. Sosyal ve toplumsal etkili yapılar üzerinden kurallaşan bir biçimlenişlerle edim eşmiştirler. Egonuza dek sağlasan göreviniz, sosyal ödevcil ve toplumsal görev olmakla farklılaşır bir yaşantı aşıştırlar artık.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Zamanla baki, sulbu haki
Bir nevi şahsına mahsus adam
Rüzgârı üfürük, üfürüğü zarafet
Fırtına ve boradan bir kıyafet
Kendiyle sabahat, özrüyle kabahat
Ahaliyi kereme tabiiyetten

Devamını Oku
Bayram Kaya

...
Ve hayat suda
Tarih Sümer'de başladı... Samuel Noah Kramer

“Adı yokken daha yerin
Göğün daha adı yokken

Devamını Oku
Bayram Kaya

Tarihsel bir işlevin ve tarihsel bir işlev üslenilmesinin; halk üzerindeki olası etkisinin rol modelci bir basıncı vardır. Bu basınca değin anı izlerinin, halkın unutamayacağı bir çekenlik ve aidiyet alanı olması vardır. Bu gelenekçi işlev aidiyet basıncı hesabıyla, her işlevi bitmiş geleneğin toplum dışına atılmasını halk anlayamaz. Bunu anlaşılır kılmanın yolu, yeni sembol ize edilen bir açıklama ile toplumun eski gelenekçi simgesi üzerinden yeni tutum inşa edilir. Yine bir genel inanç olan ve gündemi sıkça işgal eden başörtüsü kullanımının eski işlev anlamı; aidi olan kişiyi,ittifaklardan toplumun uyruğu kılmanın statüsü sel anlamıdır. Bu tür ittifaklar ortadan kalktığından başörtüsü kurumu toplum dışına atılırken, başörtüsü geleneği yeni sembolik değerleri ile halkın içinde inanç yaşaması olarak kalmıştır.

Başörtüsü gibi birçok toplumsal kullanılışların terk edilişlerinden bir süre sonraki yaşam içinde, başörtüsünün o kullanımını destekleyen toplumsal dayanaklar ortada yoktu. Hem insan ömrü ile sınırlı, hem toplumsal işlevin kullanımı ile sınırlı olan böylesi sözlü aktarımların kavranmasında, dayanaklarının; günlük gözlemlerden yan yana okunarak anlaşılır olması vardı. Ancak günlük gözlemlerdeki uygulamalar, o günün başörtüsü kullanımını açıklayamıyordu. gözlemlerinin, sürüp giden, haldeki uygulanır somutunun olmaması nedeni dikkati çekiyordu. Bu yitip giden temel toplumsal gerçekliğin haldeki süren yüzeysel ve şekilci sembolizmiyse bir şekilde, açıklanıp anlamlandırılmalıydı. Hem de o günün kendi sosyologlarınca (belletmen, öğretmen, ahlakçı, nebi ve peygamberlerince) .

Başörtüsünün, bir zamanlardaki toplum için toplumsal hayatiyete değin önemi vardı. Bu hayati önemdeki başörtüsünü kullanmanın gerekçe nedeni, şimdi; ortadan kalkmıştı. Böylesi arkaik ve bir anısal söylemleri taşıyan başörtüsüne değin sözlü aktarımların, giderek tabucu kutsal söylenmesine bakılamaktan da, eski mesajı anlayamadılar. Ancak yine de insanlar; tapınaklarda ve sosyal hayatın geneli içinde gelenek olacaktan, başörtüsü kullanımını sürdürdüler. Başörtüsünün böylesine sürdürülmekte olmasına da, o günün sosyal ahlakçıları, çeşitli anlama ve tanımlamalar getirmişlerdir.

Devamını Oku
Bayram Kaya

Aslında başörtüsünün toplum kurumcu işlevi burada bitmiyor. Ama konumuz bu değil onun için tarihi gelişmesine değinmeyeceğim. Burada şunu da belirteyim. Doğan çocuğun toteme ait velayeti şiddetli tartışmaları ön görüyordu. Doğan çocuklar baba belli olmadığından tapınakta kaldı. Kutsal doğumla doğan bu çocuklar ileride hem tapınak görevini yapar oldular hem din adamları sınıfının doğmasını ortaya çıkardılar (leviler gibi) . Tapınak sembolizmi iki etnik grubu kardeşleştirerek ittifak içine sokmuştu.

Toplumsal ittifaklar ve toplumsal yapılar yavaş yavaş hale yola konduktan itibaren köleci toplumların ortaya çıkması ile örtülülük yine bir tanım ve statü değişmesi ortaya çıkardı. Kimi yerde hür kadın erkek efendiler açık giyinip, asla başlarını örtmezlerken, baş açıklığı toplumsal özgürlük kimliğinizi belirtiyordu. Köleler ise başları kapalı gezerek kölelik kimliğini takınıyorlardı. Bir köle açık giyindiği zaman suç işlemiş oluyor ve öldürülüyordu. Siz Uruk ya da Babil kenti sokağına çıktığınızda, kimin hür, kimin, köle olduğunu bu kafa kâğıdından tanıyordunuz. Daha sonraları bu kimliğin hileci kullanımından doğan, yanıltmalarını en aza indirmek için kölelere damgalar da vurulmaya başlandı.

Gerek Hamurabi kanunlarından, gerek Tevratın Yakup peygamberin gelini olan Rebekanın meselelerinin anlatılarında, başörtüsü kullanmanın, üçüncü bir anlam evresini görüyoruz Ki Rebeka kayın atasına kızar. Başını örter, Enam kapısına gider. Orada hile ile kayın atası ile yatar. Bu olay, o günün sosyal konjonktüründeki, sıradan bir sosyal vakayı adiceden olan olayı, anlatmaktadır. Yani Tevrat bu olayı övme ve yermenin içinde değildir. Sadece aktüel olanı, aktüel çevrenin bildiği bir yaşam şeklini çevrenin bildiği şekilde anlatıyordu. Tevrat yaklaşık M.Ö. 1200lerde tebliğ edildiğine göre; M.Ö 1900lerle M.Ö.1200ler aralığındaki bir zaman dilimi içinde İsrail toplumunda sokak kadınları, kapalı giyinip, kendilerinin çevreye tanıtımını bu şekilde gösterebiliyorlarmış. Başörtüsü bir sosyal yaşantının kuralı olmuştur. Hiçbir yerde, hiçbir olay, bir türden gelişmez. Okur bunu bile.

Devamını Oku
Bayram Kaya

7Anadolu hareketi kendisini yokluklar içinde iken; siyaseten dışa karşı bağımsızlaştırmıştır. İçte imece kolektif işlerliği ile karma ekonomi ile Olgunlaştırmıştır. Hukukunu da, dış dünyanın etkisi ile daha henüz tam da kendi ilişkileşme düzeyini temsil eder olmamakla beraber yasallaştırmıştır. Bu da o sistemin, kendi iç yetersizlikleri zorunluluğunun girişen yarar zarar dayatmasının bir tercihidir. Bu hukuk düzenlenmesi, kendi ilişki sürecine göre yeni yeni sokulan durumların, yasallığına hitap eder düzenlemelerle hem atılımcı olacaktı, hem de çelişkiler koyar olacaktı. Bu daha sistemin önderince başlangıçta bilerek üslendiği bir yüklenişti. Sanatta bir risk alış değil miydi?

Geçmişler (sanat eserleri) kendi olgunluğunu, kendi hareket dinamiklerinin sönümü ile geleceğe aktarırlar. Geçmişin aktarılan bu zenginliği, yeni dinamiklerin (üretim paylaşım ilişkilenişlerinin) oluşan hareketlerinin üretilmesin de, yeni oluşacak şartlara gübre etkisi yaparak, besi değeri sunacaktan, bir dayanak olaraktan, berdevamdırlar.

Sanat yolun işlevinden çıkardı, semavi olduğunu söyleyen nakilden değildi. Gazi, kendi hareketinin içine, içinde çıktığı haldeki mevcudun olumlu olan ve olumsuz yoksunluklarından çıkan girişmelerden bir harman yaptı. İşte bu harman yeni sürecin dalgalanma seçeneklerinin uygulanması olaraktan, yepyeni ve özgürce bir toplumun var edilişidir.

Devamını Oku