Oy burası İnebolu.
Kağnılar da mermi dolu.
Yine göründü oy anam,
Şu koca dağların yolu…
Oy anam! Yürürüm karda,
Başım garbiye, yönüm kabeye döndürdünüz mü?
Bir fatiha ile ateşim söndürdünüz mü?
Misafirlerim ağırlayıp, gönderdiniz mi?
Artık hökmüm kalmadı, ne su da ne ayran da…
Yaşarken, bir acı mı olsun, dindirdiniz mi?
Hey! Hey! Gök başlı, gök bakışlı ve gök kurdum…
Başın göğe baksın, sen geriye çök kurdum…
Öz budunum sıkışmadan tam Ergeneye,
Şu bildiklerini bize bir bir dök kurdum…
Memik Kiya’nın Torunlarına…
- 1 -
Tanınmam da çok gördüm, senin o payını,
Önünde sonunda orasıdır yerim.
Orada bulunur, ölüm veya dirim.
Eğer, ölüm ya da dirim bulunmazsa,
Yine ancak ordan alınır haberim…
14 Ocak 2010 Perş. 08:28
Altaylar’dan bir çıktık ki yola,
Bindik atlara, sürdük dört nala,
Durduk, Horasan’da verdik mola,
Şanlı Malazgirt’e çeyrek kala…
Talas’ta tanıdık o Osman’ı,
Şu Merzimen Çayı* durgun akıyor.
Akıp, ucu da Fırat’a çıkıyor.
Garadağ’da öyle gözel gördüm ki,
Bakışları ne sineler yakıyor…
Garadağ’ın üstü otlu yayladır.
Kanı sağlam, bir yiğit vardı bu elde,
Yaşıyordu, Karadağ’da ve Kastel’de,
İki-Üç nesil geldi-geçti aradan,
Sürekli adı dolaştı durdu dilde…
Her zaman oymağına emir buyurdu,
Hendek, Hendek, Sakarya-Hendek…
Saman gelir hep, bendek bendek…
Bir yar gördüm Hendek Yolu’nda…
Yaklaştım, boyu-boyuma denk…
4 Aralık 2010 C.Tesi 12:32
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!