Hiç bir şey yormuyor artık beni
Hayat denen yolun ayrımlarında
Bir tek kendimden korkar oldum
Kendimle başbaşa kalmak tek kabusum
Sensizliğe ve yokluğuna de ki alıştım
Daha bir çevreci oldum şimdi
Gül koparmak aşk adına haşa
Koklama ihtimalini bile çıkardım aklımdan
Çimlerde yuvarlanmak ne kelime
Papatyaları çiğnemek hele
Bu gece bir başka ihtiyacım var sana
Yumuşacık ellerinin şefkatine
Rengini bilmediğim gözlerinin tenhalarına
Hiç dokunmadığım saçlarının gölgesine
Bilemezsin, ne kadar ihtiyacım var
Şiirlerdeki mevsim sonbaharda bıraktın
Sustu belki bir yüreğin kalemi
Belki söndü bir ateşin bedeni
Sonbaharda bekleyen kuşlar öksüz şimdi
Belki demem şaşırtmasın
Benim için bundan sonra deniz yok
Terkettim bu deniz şehrini
Şimdi artık mavi sulardan uzak
Bir dağ kulubesi barınağım
Akbabalara bıraktı yerini martılarım
Yakmak istiyorum tüm kağıtları
Kırıp dökmek mürekkepleri
Savurmak yıldızların yüzüne heceleri
Silmek gökyüzümden ayı mehtabı
Sonra çömüp öpmek sen yerine toprağı
Börtü böcek sevsin tenimi
Kalsam diyorum buralarda
İstemeden, sevmedende olsa
Upuzun bir mecburi hizmetin
Zehirli koynunda
Ne fark eder dilin olsada başka
Çöller gördüm
Aç, susuz, bitap insanlar
Peşlerinde sinek sürüleri
Dünya'dan bihaberdiler
Toprak yerine çöl kıyılarında
Tepelerinde sopa tanrı adına
Sen, sen ve sen ne kadar çoksun
Usandım sen-le uğraşmaktan
Yıllar varki sen-in için var insan
Savaş sebebi sen-in doyumsuzluğun
Özene bezene yeşillenen Dünya
Dudaklarının arasında sen-in
İşte bir ilk gecesi daha
Memleketten uzağa gurbet denen yerin birinde
Otel odası değil de sanki hücre
Duvarlar ayrı, köşeler ayrı geliyor üstüme
Saksıda bir yaprağı sararmış menekşe
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!