Ne zamandı hatırlayamıyorum
Sen sanıp ellerini tuttuğum
Ömrümün yanılgısı
Hükmümün yazılıp kütüge çakıldığı
Zifiri kalemin idama kırıldığı gün
Ah be mavi gözlü şehir
Tut bu akşam soluğunu
Esme yeşil yeşil
Üfleme içimdeki kömürün karasını
İstemiyorum senin olsun
Bir sen başarabilirdin böyle ayrılığı
Senden başkası böyle güzel yakamazdı
Ve yaktın yakacağını
Hadi gül, gülebilirsen şimdi
Oysa bilirim bir tebessüm bile öyle zorki
Ben senden öncede böyleydim gülüm
Sigaramı meze yapıp hüzünlü şarkılara
Hayatın küf kokan masasında
Bir başımalığı yudum yudum içerdim
Şimdi ben yine eskisi gibiyim gülüm
Bir çocuk geldi bu gün
Seni aramaya ellerinde çiçeklerle Dünya'ya
Kapalı gözler güneşi bilmiyor daha
Hasreti, özlemi ve neden geldiğini
Nereden bilsin aşkı sevdayı
Aynı ağlama titreyen dudaklarında
Artık ne acı çekmek daha fazla
Gahi mecnun gahi kerem misali
Ne de acı çektirmek istiyorum
Kah Leyla gibi kah Aslı gibi
Vurup sürgünlere bir çift gözü
Bir kış günüydü
Aşkımızın poşlet içine konup
Sanki bir köşebaşında peydahlanmış gibi
Cami avlusuna terk edilişi
Kurt yavrusu değildiki korusun onu postu
Bu gün anlaşılan kelimelerin günü
Esmer olanların sanki düğünü
Bir nefese eklenir, bir cana karası
Her köşede ayrı ses, aynı sızının buğusu
Nedendir dersin soluk bu günün yüzü
Anadolu'nun bahtı kara yazmalı
Öpülesi çocukları onlar
Çoğu evde saçları bile taranmadı
Uzun yılların cahal boyu
Ne baba, ne ana okşadı yüzlerini
Şımarır diye uyurken okşandı saçları
Bu rüya değil
Uçuyorum sahidende
Eminim bulutlar el sallıyordur
Karanlık içinde
Güle güle, güle güle diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!