ne olur tutupta bırakma ellerimi
yanılıp yazılıpta gülümseme yüzüme
bir dokunsan
hiç oynanmamış çocuk oyunları dökülüverir ceplerimden
bir dokunsan
zincirini bileklerime kelepçe yaptığım kalbimden
Yine kırdı geçirdi zaman
Geceler zor sensizlik haram
Ne zaman biter bu hasret
Daha fazla dayanamam
doğmamış çocuklarıma içiyorum şimdide
hiçbir zaman doğmayacak olan biricik kızıma
ne değişti şimdi bilmiyorum
bazen düşünüyorumda kendi kendime
bulamıyorum nedenini
neydi yanlış olan
uzatsam ellerimi sana
yakalayabilir misin hırçın çocukluğumu
dokunabilir mi ellerin
ruhumun en derin en ücra köşelerine
tutup çıkarabilir misin yüreğimde ki acıyı
annesizliğimi unutturabilir mi bana o zeytin karası gözlerin
seviyor musun hala yoksa tuzak mı kuruyorsun anlamış değilim
bak acı çektirmek içinse
intikamsa niyetin
bu oyunu hiç sevmedim
al canımı al senin olsun
ben daha dünden kabulüm
adını yasakladım
yoksun sen artık
bir düş kadar anlamsızsın
yasakladım ellerini
gözlerini herşeyini
bitirdim aklımda seni
git buralardan aşık olma bana
çok az ömrüm var geçiciyim bu hayatta
suçluyum çünkü çok sevdim
adım geçiyor bütün tutanaklarda
git bir de sen başıma bela olma
aşk bir uçuruma benzer bazen
ya bir dala tutunup kurtulursun
ya da büsbütün çakılırsın itildiğin yerden
yinede isyan etmezsin hayata
gözyaşların dışında
her geçen gün ateşin biraz daha
sen ve ben
hiçbir zaman biz olamadık sevgili
ayrı ayrı dilimlenmiş bir elmaydık belki
hep eksik bir tarafımız vardı
bir araya gelmemizse imkansızdı
zaten hiç sevmedim ben seni
sen giderken..
ağlayamazsam affet
bilemezsin kurudu gözyaşlarım
bilemezsin gözlerim bir damla suya hasret
ne kadar yansakta boş şimdi
ne kadar çırpınsak
Harika bir kurgu ve hiç hikaye sıkıntısı yok, zengin anlatım ve cok farklı bir aleme yolculuk etmek isteyenler bu yazıları okusun lütfen... Tebrikler Ayşegül hanım.