kayıp içimdeki çocuğu düşürüyorum birden karanlığa
nereye dokunsam boş bir his
karanlıklar batıyor damarlarıma
kan olup akıyor yalnızlığım
odanın tam ortasına
kusuyorum avuç dolusu
çocukluğumun ilk yıllarında seni severdim ben seni seyrederdim pencereden uzaktan uzağa gizliden gizliye bir sevgi büyütürdüm içimde bazen beni farkettiğini düşünüp utanırdım yüzüme bile bakmazdın oysa o umursamadığın kalabalığın içinden biriydim işte senin için öylesine biri ama sen benim için herşeydin üzerine birçok anlamlar yüklediğim değerli hazinemdin tarifsiz duygular besliyordum sana karşı anlatamıyordum bunları bir türlü sana anlatmayı bırak yaklaşamıyordum bile yanına belki inanmazdın da anlatsam uzun uzun gülerdin şakanın sırası değil derdin kaç kere ağladım bir bilsen kaç kere kahroldum seni başkalarıyla görünce tutup kolundan çekip alıp götüresim gelirdi kimsenin bilmediği kimsenin seni göremeyeceği yerlere benimdin sen sadece benim kimse dokunamazdı kimse tutamazdı ellerini bakamazdı gözlerine benden başkası anam avradım olsun kan çıkardı anam avradım olsun parçalarını yedi ayrı coğrafyadan toplarlardı sana benden başkası haramdı
hatırlar mısın bilmem
kadınım derdin bana eskiden
gözlerimin içi gülerdi birden
işte o zaman koşup ulaşmak
öpmek isterdim seni yüreğinden
hatırlar mısın hani çok eskiden
kaçamak bakışlarında hayatı yakaladım dün
bulutları çektim içime
gözyaşlarımı emanet ettim
kimsenin uğramadığı o kentlere
bir gülüş
bir dokunuştu yaşadığım belki
kısır bir yalnızlık senden geriye kalan
ve adım başı sorgu geçmişimizden
ne garip ne kadar kenetlesemde dudaklarımı birbirine
hep senin adın dökülür bir aralıktan
sanki kırk kere söylesem burda olacaksın gibi
keşkede olsan
hiç sevmezdim baharları
her gününde bir başka ayrılık korkusu vardı
sen gideceksin diye
seni kaybedeceğim diye ödüm kopardı
düşünmek istemezdim hiç gidişini
sensiz bir ben düşünemezdim zaten
hiç yakışmadı sana bu gidiş
istediğin oldu işte
tek başına bırakıp gittin beni bu kurtlar sofrasında
anlamıyorum ki neydi alıp veremediğin
bu düzeni bozuk kana susamış zalim dünyayla
iyi mi oldu şimdi
Hadi senin olsun şimdi bütün şarkılar
Hadi senle başlasın bu bahar da ayrılıklar
Sana hala hasretim
Yollarını gözlerim
Seni nasıl özledim
İnan bana delinim
üşümüştü ellerin belli
kendi şehrinin soğuk rüzgarlarını getirmiştin oralardan bu taraflara
dokundum titriyordu yüreğin
kafesinden kurtulmak isteyen bir kuş misali
suskundun hiç konuşmuyordun
gözlerin anlatıyordu herşeyi
gözlerimi mühürledim bugün
senden başka kimseyi göremesinler diye
öylece durdum hiçbirşey yapmadan
derince bir nefes daha çektim kalan ömrümden
sımsıkı kapadım perdeleri
gidişini unutup sana seslendim bir an
Harika bir kurgu ve hiç hikaye sıkıntısı yok, zengin anlatım ve cok farklı bir aleme yolculuk etmek isteyenler bu yazıları okusun lütfen... Tebrikler Ayşegül hanım.