hani sen geleceksin ya
bugün daha bir güzel görünmeliyim hayata
erkenden kalkıp süslenmeliyim
daha bir bakmalıyım kendime
bozulmuş ojelerimi yenilemeliyim mesela
en sevdiğin yemekleri hazırlamalıyım
huzursuzum sen yoksun ya yanımda
paramparça hatıralar
paramparça aynalarda
suretin yok görünmez uzaklarda
seslensemde duymazsın ki
ağlıyorum ben yokluğunda
açılır kapanır kapılar ardında
yetim kalmış kalbime kim acır
kan akıtıp mum yakmak kaderi
gözyaşlarımsa bu aşkın bedeli
susacak mısın hala
bak gidiyorum
bir deli kendisini nasıl hissederse
bende öyleyim işte
yuvarlanıp gidiyorum hayatla birlikte
yoo moralim bozuk değil
sadece birazcık canım sıkkın
evet arayıp soramadım
yatağıma uzanmış çocukluğumu yakalıyorum düşlerim de kalbim bir guguklu saat sanki saat başı vuruyor rahat bırakmıyor beni sürekli ama sürekli ses çıkarıyor beynimde düşman işgalleri ikili üçlü çatışmalar kırk tilki kırk çakal beynim de dayanmak zor geliyor artık kulaklarımı ellerimle kapatıp dışarı fırlıyorum hiçbirşey düşünmeden koşuyorum geri de dönmemi bekleyen bir sürü göz yollarda dönüp arkama bile bakmıyorum
yalnızlığımın ağır bastığı bir saatte yine seni düşünüyorum elimde yenilgilerim üzerimde deli elbisem bana bırakıp gittiğin hatıralardan kurtuluyorum dudaklarımda sonunu getiremediğim bir şarkı öylece duruyorum beni yıktığın yerde biraz mahzun biraz ağlamaklı geçer mi diyorum bu gelgit unutur muyum seni silebilir miyim geçtiğin yollardan bütün ayak izlerini
ezelden beri budur kimliğim benim dostumun davasını kendi davam bilirim dostumla ağlar dostumla yas tutar dostumla gülerim yoktur içimde ne fesatlık ne hainlik ne dalkavukluk ne döneklik ne fitnelik neyse içimde neyse beynimde neyse kalbimde o dur dilim de ezelden beri budur kimliğim benim kendimden önce dostumu düşünürüm dönmem davamdan bırakmam yarı yolda dost bildiğim insanı dost nerdeyse yanında ilerlerim varsın dostum beni yaralasın dost kurşunuyla varsın ateşe atsın yine de gücenmem dostuma iyiliğini isterim
bu sana yazdığım son mektup
belki gülüp geçeceksin yazdıklarıma
şaka gelecek sana çektiğim acılar
belki yine hançerleyeceksin gözlerini gözlerime
güleceksin bana alay edeceksin
hiçbir zaman anlamayacaksın seni sevdiğimi
gelme
gelme bugün
görme beni böyle
dokunma bırak öylece durayım
beni vurduğun yerde
dokunma
mini mini kırmızı yalnızlıklar topluyorum ellerimde
suskun suskun bakınıyor gözlerim
kalbin yine nefret tepelerinde
bıkmadın mı hala beni sevmezmiş gibi davranmaktan
geçemedin mi bu kahrolası yere batası inadından
ne söylesem duymuyorsun
Harika bir kurgu ve hiç hikaye sıkıntısı yok, zengin anlatım ve cok farklı bir aleme yolculuk etmek isteyenler bu yazıları okusun lütfen... Tebrikler Ayşegül hanım.