Bırak çeşit olayım tıpkı doğa gibi
Paylaşayım ben beni sevdamı
Bırak da rengarenk düşüneyim
Renkli şarkılar söyleyeyim
Beni siyah beyazla sınırlı tutma
Ben de bütün renkleri hak ediyorum
Attım elimi zülfü yare
Dünya zevkleri hoş geldi
Sıyrıldım kendimden avare
Çektim elimi boş geldi
Girdim baktım bayramları
Hem düğünleri seyranları
Gülerken yüzümüz çehremiz
Yüreklerimiz ağlar oldu
Yaşama dururken gözümüz
Gözyaşlarımız çağlar oldu
Ağlarken gözyaşı tükendi
Sen karmaşık bir kitap gibisin
Dil bilgisini saymışsın hiçe
Cümleleri salmışsın göçe
Ne bir anlam ne bir ünlem
Ve ne de bir nokta
Virgüller zaten yokta
Sen yokken yalnızdım ağlar kimsesizdim
Kocaman dünya daralmıştı kabirdi sanki
Hiç kimse ve hiçbir şey yoktu
Ben de yoktum sen yokken
Sanki dünya bir harita gibiydi
Kaybetmiştim kendimi
Sandalını kırsam ömrümün
Kıyıya vursam boğulur musun aşkından
Kapatıp bütün kapıları sonsuza dek
Sadece seninle ikimiz kalsak üşür müsün
Mor dağlarda buram buram kokan menekşelerle
Ağrı dağından şarıl şarıl bahar aksam
Çok garipsin
Anlamak zor seni
Algılamak hesapsız imkansız
Yalnızlaştırır takatsızlaştırırsın
Etimi kemiğimden ayırır
Çürütürsün demek
Nice ömürler tükettik
Damla damla damlayarak
Yaşlı ve yorgun tarihin büklümlerinde
Ne yıllar bitti ne de tarih
Nice yollar yürüdük
Yaşam kıvrımlarında sancılanarak
Hayat merdiveninde her basamak çıkışım
Alırdı ömrümden çoğu şeyleri
Götürürdü çocukluğumu haberim yokken
Bir seni alamıyordu benden
Alırdı oyuncaklarımı düşlerimi
Kapatırdı gençlik kapısını sürüklüyordu uçurumlara
Dilersen
gülüşünle kovulur şeytanlar
Yıkılır bir bir tahtları
Boğulur firavunlar
Dilersen
gülücüklere döner bütün ağlamalar
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!