Artık şiir yazmaktan korkuyorum
Seni yazacağım çünkü
Ama hep yokluğunu
Hep ayrılığı hasreti yazacağıma korkuyorum
Hep acıları kaleme alacağıma
Şiir yazmaya korkuyorum
Çok acıyor en esmer yanı
Tozlu yollardan sürgüne gönderildiğinden beri
Acılara dönük yüzü var her sayfada
Güneşle tanışmamış zemheri gibi
Bütün sesler ona ağıt gibi gelir
Nemlenir yüreği bir ana yüzü gibi
Firar olduk sevdamıza
Kaçtık hep kaçtık
Bahanesiz sebepsiz
Bir kez olsun dinlemeden
Ve acısını çekiyoruz
Sancısındayız bir ananın
Al beni Azrail istemem bu dünyayı
Uyandır beni Azrail sevmedim bu ruyayı
Sabah akşam depremler oluyor
Adım başı kıyametler kopuyorsa
Balıklar suda boğuluyor
Kuşlar da havada kayboluyorsa
Kocaman ormanda küçücük bir kulübe
Duvarı yıkık çatısı delik
Her yağmurda sular sızardı duvarında
Penceresinde camları yoktu
O güzelim yaşam ne de hoştu
Hayalimde bulduğum
Yalnız bir asma ağacı gibi
Yanlara süzülmüş saçlarınla vurma
Solgun benzinle öldürüyorsun musalla taşında
Beni bağışlayasın Şevin im
Sabrım sınırsız öfkem sınırsız
Kavgam ile barışım da
Sürdün kervanını dönülmez yola
Ne yüklediğinden haberin var mı
Her zaman yürüdün vermedin mola
Gideceğin yerde mekanın var mı
Büyük umutlarla kervanı kurdun
Hüzünlü bir hava var
yine bu sabah
Güneş çıkmıyor
sen yoksun diye
Her tarafı sis bürümüş
yine bu sabah
Sana kimler geldi kimler geçti
Kimi değerli kimi de hiçti
Bazısı da sevdaları seçti
Ne kullar aldın bağrına bastın
Kimi yoksul fakir kimi zengin
Seninle ayrışalı
Camların ardı görülmez bir dünyadayım
Yaşar mıyım kalır mıyım
Bilmez oldum
Bülbül gibi gülden uzak
Ahu zardayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!