Bir gaz lambası aydınlatır yüzümü
Sensizliğin karanlığında
Ay ışığı yumuşaklığı yoktu
Onu da götürdün giderken
Hırçınlaştı tebessümler
Gülücükler takılı kaldı
Nedir bu lanetli sevdalar
Tünemiş yolumuza
Barikat kurmuş her sokağına sevdamızın
Dibe vurur sancısı
Yarin yokluğu gibi
Yakar kavurur acımasız acısı
Ey kahpeleştirilmiş kirli dünya
Sen beni de harcadın helal olsun
Bağrında süründürüp gezdirdin ya
Yalancı bile ettin helal olsun
Bütün kirliliklere bulaştırdın
Yoktur sağ elin sola faydası
Müşteriyim gönül pazarına
Dirilmelidir keremin sevdası
Yarınlara kirletmeden aktarmalıyım
İşte veriyorum cevabını,
Varsa soru sorana
Yolumda çiyanlar yılanlar dönülmezlerdeyim
Yolumda çığlar çığlıklar
Kanun bu giden dönmez
Giden unutulur bir kez
Uğurlanır birkaç damla gözyaşı ile
Yolumda müebbet yalnızlıklar
Mahşerde hesaplanır
Her nefes ince ince
Hüsranlarda olurum
Cevap veremeyince
Düşer naciz bedenim
Gündüzü olur gece
Eylül hüzünlerini söylüyorum şimdi
Bestelenmemiş ezgilerimde
Şubat zemherilerini yaşıyorum
Evimde odamda sobamın yanı başında
Unutmuşum artık tebessümleri
Nasıldı neredeydi ya da ne içindi
Soğukta mı güneşte mi
buruşmuş yüzüm
Sevdasızlıkta mı bilemedim
İhmal edilmiş bir parçasındayım yaşamın
Gözpınarlarımın açık unutulmuş musluğu
Ben ihmalim,sevdam ihmal
Keşke bir ruya olsa diyorum bu yaşadıklarımız
Uyanmak istiyorum bu kabuslardan
Kelepçelenerek çalındı huzurum hoyratça
Ölüm düşlerinde kavrum kavrum düşlerim
Mutluluklar dağbaşı yalnızlıklara terk edildi
Ayırımcılık fırtınalarında boğulmaktayım
Ben seni seviyordum senden habersiz
Ayrılık harbi devam ediyordu alçakça
Vakalar oluyordu isimsiz failsiz
Seni her düşlediğimde
Gurbetlere yollanacağımı biliyordum
Seni severken senin yerine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!