Ah! Ahımı saçlarından tutup da savurmuş feryat
Figan olup da çağlarcasına, düşmeseydin ya soluğuma
Ah! Ruhumu dergahından söküp de koparmış vuslat
İmkan olup da cellatcasına, deşmeseydin ya yüreğimi
Ah! Aslımı vasfından çalıp da götüren hayat
Zindan olup da gardiyancasına, hapsetmeseydin ya ruhumu
Ağlamaktan yorgun düşmüş takatim
Umutsuzluktan uyuşmuş saç diplerim
Diz kapaklarım attığım adımlardan daha titrek
Bu yüreğe bir el uzatılması gerek
Karanlıklara hapsolmuş gülüşlerime gün yüzü
Sevgisizlikten neredeyse durmuş bu kalbe sevgi gerek
Ruhum bilmem kaçıncı asırda kaldı
Umutlarım sonbahar rüzgarlarıyla savrulan bir yapraktı
Ömrüm bir kahve fincanındaki telveydi artık
Kim bilir kimler, umut bağlayıp gönlüme fallar kapadı
Ahım olsun aşkına mezar
Ruhun yansın kafeslerde har
Mutluluk olsun sana da hayal
Ben gibi sen de ateşlerde yan
Sarsılan hayatlardan, kırılmış hayaller kalmış bana
Heybemin ucuna asmışım, kayıp yıllarımı
Azık etmişim ömrümde, kaybolmuş vefaları
Damlayan tek yağmur tanesi, olmuş gönlümün rızkı
Çekip giden insanlar, vicdanıma biçilmiş ağır imtihan
Yalnız gülüp geçmişim bu çaresiz halime, kaybetmişliğe
Sevgilinin gamzesiydi dokunduğum
Çukurunda ruhumun alametlerinden kurtulduğum
Her gülümsemesiyle dağları tersle düz ettiğim
Gözyaşlarıyla okyanuslarca akıp kaybolduğum
Sevgilinin gamzesiydi sarıldığım
Gözden düşmüş bir hiçim şimdi
Sözden savrulmuş bir nağmede gizlenmiş adım
Beni ararsanız ancak satır arasındayım
Hitabet yeteneğim dilimde düğüm düğüm
Ömrüme törpü anıların sorgusu fikirde sürüyor
Öksüz düşmüş geceler, bir dem olsun ışığa hasret
Dünya ağacının minicik bir umut dalıydı hayatım
Dalda tomurcuk tuttu hadsiz baharlarım
Gün doğdu ağaca, ben çiçek açtım
Gece oldu sonra, içine kapandı yapraklarım
Gel vakit git vakit, tomurcukken yemiş tuttu hayatım
Yeşilin en koyusundan yapraklar sardı beni içine
Mecal kalmadı avazınca çığıran suskunluklara
Akıl kalmadı fikir ablukası ahlaksızlıklara
Dinar kalmadı selamı satılık insanlıklara
Sözüm kalmadı yapılan bu hayasızlıklara
Hikmet kalmadı iş güç pazarlığında
Noktayla virgülün hikayesiydik biz
Sen hep sonları getiren, bense ortalarda gözü yaşlı bekleyen
Beni hep cümle aralarında unuttular
Sense hep sonlarda kaldın, benden çok uzakta
Ben bir çare, noktalı virgüle bile razı
Sırf seni anımsatır, gözümdeki yaşı siler diye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!