Garip bir hüzün yapıştı, kelepçe misali el ve ayaklarıma
Silkeleyip uçurdum hüzün yerine, mecali buz tutmuş hatırlarımı
Ve ben, en dipte ikamet tutan arsız kahırlarımda vurulup öldüm
Ne sen gelir oldun artık aklıma, ne de ismin düşer oldu lisanıma
Adını öle yazdım, en derin aşk mezarının pervasız çukurunda
Ve şimdi sen, aşk yerine kan kokuyorsun terkedilişler hasadında
Gönül damları aktı hüsranların üstüne
Ellerimle sıvazladım kör karanlık talihimin sırtını
Karamsarlığa meyil vermeden ışıklar saçtım kötülükler arasına
Bir küçücük gülümseyişe sığdırdım isyankar kahırlarımı
Tenimdeki hazan kırıklarını tutup savurum saç tellerimin siyahına
Hazırlıksız yakalandım yalan dünyanın alacalığına
Kays olup hatırına, katran çalayım alın yazıma
Kaderin en ufak giz katmanına, safsata salayım kaybım uğruna
Kendinden geçmişliğin, yol yordam bilmez yazgısına
Kocaman harflerle, kan ter içinde canımı öle yazayım
Kaybolayım gülüşündeki gamzenin ömürlük figanında
Karartısına ışık tutayım sensiz gecelerin kara yazgısında
Ziyadeden yoksun düşmüş bütün fıtratlar
Ahlakın azlığı tirit olmuş ziyafet sofralarına
İnançlar yaprak misali, minicik bir esintide ufalanmış
Gülmek paralanmış, insanlar kendi kimliğinde fukara
Sevgi kirli ağızlarda ay çekirdeği misali çitlenir olmuş
Küf tutmuş gül kokulu sevdalar, bu çirkefçe yok oluşta
Avuç içlerimde kardan beyaz bir yürek
O yüreğin içinde cennetten kopma bir sevgi
Seslenişine umutlar gizlenmiş gül kokulu kardeşim
Suretinde baharlar yeşermiş, canıma öz olmuş ömrüm
Adına kuzu mu demeliyim, hayat pınarım mı?
Sevgisine nasıl karşılık vermeliyim bu çürümüş kalple?
Ömür çalan, üzerine fırtınalardan bulutlar salan
Yoksulluğuna tutulduğun bu derbederliğin, tene ziyan
Bihaberce çaldırdığın hayatın tellerinde, gönlün figan
İzdüşüme tutuklu hülyaların, iç çekişlerinden daha da viran
Gözünün ferinden kopup ayyuka çıkmış kimliğin yalan
Rüyaların en güzelinde tomurcuk tutmuş gülizar talan
Tanımsızlığı tanımladım tümcelerimde
Sonsuzluğu sorguladım kifayetsizce
Satır aralarında öle yazdım kimliksizce
Boşluğuma kaybolmuşluğu doldurdum sevgisizce
Gece kadar yalnız gün
Ömür denen hidayet yoksunu dün
Ruhun en gamlı tellerinde titreyip çınlayan zamansız hüzün
Vefasız kahkalarda mahkumca tutuklu biçare ömür
Yudumlarca zehr-i umut katrelerinde gönül
Vefakar çöküşlerde dem tuttu, kahırlarda gül
Adı aşk bunun, ipeksi dokunuşların ardındaki gizlediğin
Umutsuz sarışların girdabındaki kadifeliğin
Sevgilinin o gül bahçesi tenine dokunuştaki mucizeliğin
Adı aşk bunun, tiryak bakışlardaki siyahiliğin
Gönülde kanamalarım
Kramplara tutulmuş alacakaranlık umutlarım
Sessizce kesilmiş aniden nefes alışlarım
Har ateşte demlik olmuş, bir başına kaynamaktayım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!