Gelir, geçer içimden
Bu şehrin tüm rayları
Hayalet trenlerde,
Biletsiz ölü aşklar...
Bavullar unutulmuş
Sessiz istasyonlarda,
Özgür olmak için kanatlara ihtiyacım yok.
Özgürlük, doğru rüzgar için yalvarıp,
Ona müdana etmeden
Sürünebildiğim toprak üzerindedir.
Sürünüyorum...
Minnetsiz, bağsız, kimseye yakarmadan
Balıkçılar sahilde,
Rüzgarları bekliyor...
Rüzgar saçlarındaydı,
Sen gittin, rüzgar gitti
Gonca güller dalında,
Yanağına dokunduğumda, acıtırsa parmaklarım
söyle...
Çünkü benim nasırlarım avuçlarımda değil,
parmak uçlarımdadır
kalem tutmaktan...
Ben kendimi kaybettiğimde
Bulup beni saklar mısın?
Ve geri istediğimde,
Tekrar verir misin bana?
Tamamımı olmasa da
Sende kalan ne varsa,
Güllü fincanda çayım, senin gibi kokuyor
Özlemin şeker gibi; yokluğunla eriyor
Bekleyiş katrankara, durmadan demleniyor
Güllü fincan hep bana, seni hatırlatıyor
İçerken dikenleri dudağıma batıyor,
Sevdiğinin gözünün içine bakmak değil,
Sevdiğinin gözünün içinden bakabilmektir
'Biz' olmak...
Öncelikle,
Onun dünyayı nasıl gördüğünü bilmek
Yedikleri simidi
Martılarla paylaşan
Vapur yolcuları,
Belki de bilmiyorlar
Bindikleri vapurun
Onların kanatlarıyla
Sakın bensiz uyuma, kaybolursun rüyanda
Yolunu bulamazsın bilinmez diyarlarda...
Bırak eşlik edeyim, gece yolculuğuna,
İzin ver, sarmaş dolaş uyuyalım yan yana
Hayır bahane değil bu sözler, inan bana
Halimi, hatırımı merak etme a canım,
Ben Güneşli Sokak'ta hala aynı evdeyim
Sarılarak denize baktığımız bahçede,
Kızıl ikindilerde, sümbüller içindeyim
Çok kere taşınmayı düşündüm senden sonra,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!