Sensiz geçen yıllarda
Yaşadım sayılmazsa,
İtiraz etsem ölüm anında
Eklenir mi acaba
O yıllar hayatıma?
Batan güne rengini saçların mı veriyor?
Böyle kızıl olmazdı ikindi vakitleri
Belkide tüm bulutlar tenine özeniyor,
Parlak yüzünde güneş seyrediyor kendini
Kokusu duyulmayan bir tabiat tablosu,
Yine gözlerim nemli, ağlamaklı efkardan
Takılmış, gidiyorum bir küçücük dalgaya
Hafif meltem esiyor, Gölcük taraflarından
Yine yalnızım, yalnız Körfez'in sularında
Gökte beyaz bulutlar, ikindi kızıllığı...
Bir madeni parayı raylarda ezer gibi
Kalbimi ezip geçti, binip gittiğin tren
Kondüktör düdüğünün acı çığlığı gibi
Sesim havada kaldı, ardından yalvarırken
Haydarpaşa Garında öylece kalakaldım
Birbirine özlemli ama kavuşamayan
İki sevdalı onlar, Piyer Loti ve Haliç
Yıllardır bakışırlar tek kelime etmeden
Buluşmaz dudakları, öpüşmemişlerdir hiç
Piyer Loti tepede, bıçkın bir delikanlı,
Birileri bu şehrin ışıklarını yaksın
Tüm sokaklar karanlık, hiçbir yüz seçilmiyor
El yordamı yoluyla, zoraki ilerlenen
Yapış yapış bir zifir...insanı ürkütüyor
Dostun kim, düşmanın kim artık seçemiyorsun,
Akranları bisiklet,
Araba isterlerken
Noel babalarından...
Uzaklarda, Tatvan'da,
Emoş adlı bir çocuk;
''Patates kızartması''
Merak etme, geç kalmam.
Çünkü gelmeyeceğim...
Attila Şanbay
Ne kadar da yüce,
Şu boyunun ölçüsünü bilen cüce.
Bu bilgiyle tastamam yapar her işini,
Boyunun erdiğince.
Oysa dev güvenince devliğinin gücüne,
Koca parmaklarıyla tutamaz bir karınca.
Çok yürüdüm, yol durdum
Çok konuştum, söz sustum
Çok sevdim, benden gittim
Çok vermekten çok bittim
Az olsaydı çoklarım,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!