Daha nasıl diyebilirim ki sana?
Git!
Git benden
Kendini alıp koynuna
Git!
Zincirlerini bırakıp arkanda
Sokak kedisi
Tüketti tüm gülüşlerini
Sevgisinden müsbet
Jeanne D'arc misali
Gönül engizisyonunda yakıldı gözleri.
“Ay! ” dedi adam
Kadını görünce
şaşkınlık içinde
“bu nasıl bir güzelliktir
Tanrıyı gördüm gözlerinde! ”
Hızlı adımlarla koşturdu arkasından
Bastonlu dedenin
Bıyık üstü yalnızlığına
Bir ezan sesi değiyor
Uzaktan
Usul kulaklarımda inliyor ağrım
Ağırlığımca olamayışım
Gözlerim
Ağrıyor bugün
Bulandı her bir karesi ömrümün
Çıkıp gitmek kaldı kentimden
Kentimde şafak söküşü gibi söküldüm ilimden
Ayaküstü bir akşam
'Tanrı Misafiri' edasıyla tünemişti sesin kulağımda..
ilk görüş
ilk yağmur gibiydi..
sonra
Saklan çocuk
Oyunundan öfkem kaçar
Öfkem canında anneni yakar
Rengarenk bilyelerinde konuşlanır gölge
Düşünde tohumlanır ölüm
Ölüm seni taşta yontar
Sen ve ben
Aynı denizin farklı kıyılarındayız şimdi
Mesafe kavramını yitirmişçe kulaç atıyoruz yaşama
Ben sana doğru geliyorum
Sen farkındalığının son deminde
Uzaklaşıyorsun kendinden
son nefesinde içine çekercesine koklamaktı aşk
yarin tenini..
göğsünde ayrı
ensesinde ayrı
gözlerinde ayrı
Siyah gölgesinde teras
İnsanların ellerinde içkileri
Olsaydın hangi bar taburesini çiçeklendirirdi bedenin şimdi?
Masamda yanmakla sönmek arasında gidip gelen mum
ışığında an kesitleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!