Aynı yerde kalmışım bak..
aynı gecenin tenhalığında sustalı dudaklarım
dizeler kovuştururken zift üzerinde
aşk diye örslere yazgılanmışım...
15.07.2008
Bir tomurcuk filizleniyor siyahi yokluğunda
Bir kısrak yelesinde silkeleniyor
“özlem” denilen yabancı
Saçlarıma yerleşiyor..
İzinsiz..
Demir İşçileri
Karaya bulandıkça elleri
Aklanır ümitleri
Niyetinde bir tas çorba
Garip tesadüf
Baltanın sapı bile
Yıktığından yapılırdı
Gözlerini kapardı ay gökyüzünde
Bulutsuzluğunda dağ dorukları
Sesimde bir tek ben varım
Tenimde,
dudaklarımda
üç günlük çoraplarımda
dağınık çarşaflarımda
yan yatmış kitaplarımda
Yazamadığım dizeler arasında
Tutuklu yüreğim
Sürgülü kapılar ardında
İsyan sevilerim
Kuşların açlığıyla besliyorum karanlığı
Sessizlik nöbeti farz gitmelere
Bağırmakla karılmıyor boşluğun harcı..
Diz bükümlerinde inerken gece
Türünü bilmediğim kuş ötümleri
Saklanmalıyım
Ve saklanmalısın
Şafak sökene kadar beklemeliyiz yalnızlığımızı
Yalnızlığımız buram buram türkü kokmalı
Türkülerimizi sevda sarmalamalı
Köşede soğuğumuzla doyduğumuzda
Sakla beni
baş edemediğim çelişkiler eşiğindeyim
içimde susmaz isyanlar
içimde dağ
içimde deniz
içimde gece
Minyatürler diye bir albüm vardır..
Bir de Sarı Gelin Şarkısı içinde..
Sadece piyano ve keman..
Biri diğerinin içinde..
bu şarkının ve albümün çok hoş bir hikayesi var bende
beyoğlunda..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!