neden yine döndün yüzüme yüzsüz
kaldı mı bakacak bir tek nedenin daha
beni alıp canıma atmaya
o bebek yüzün nasıl bir ihtiyar saklar
yastık altı acı dolu buram buram
Ruhun uyanmalı artık
Bak ben kaçıncı çölü aştım yine bu gece
Kaçıncı dağdan atladım
Uyuyorken sen şiltelerinde
Ben okyanusları kadehlerime aldım
İçimdeki volkan gözlerime buğu yaptı
Yine gece
Yine delirtti kaleme sevdalılığım
Uzak dur
Rahat bırak
Olduğun yerde kal diyorum
Hayret ki ne hayret
Duvar arkası sesinde yankılanır sınır
Kırılmanın en sevileni olurdu belki.../ yıkılışlar arası
Yalvarışların kavuruculuğu
Eller havada dizler yerde olsa da yine
Yakışır
kenetlendi yaprak ve gece
aralarına alıp mehtabı geçtiler iç içe
ve buyurgan bir hava beni sarmaladı
'eğil köle
el pençe ol önümde'
sustum
Üzerinde
Her tadın olduğu
Bir sofra
Ekşi tuzlu tatlı
Hatta
Dayanılmaz bir acı
İçimde birşeyler yalpa yalpa
Bir o kadar da paramparça
Kırılmış sazın teli gibi savuluyor
Yönü belirsiz
Beklenen ne bilinmeden durdu herşey
Ayaz kıştan geçerken kor bakışlar damıttım
Hüzünler uzak sandım yoktu sanki gidişler
Sönmezdi hiç güneşim göz kırparken yıldızlar
Şansıma yoklar çattı yollarıma inişler
Herşey yerli yerinde ben kendimi dağıttım
Aşkın geceden ince bir ilmekle söküp aldığımdı
Alkışlar koptu yıldızlarda sen göz kırparlar sandın
Yüreğimdeki aydınlığın kutsal bir ışıktı
Hercai bir ateş böceğiyle danstayım sandın
Haykırırken ayak izlerin
Ellerine al ruhunu hilafsızından
Güneş de konsun avcuna
Yağmurla ıslanan rüzgar da
Rüzgar savursun üstüne serpilenleri
Yağmur yıkasın
Ve tüm ihanet ruhundan arınsın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!