kırmızıyken
çocukluğumun göz alıcısı
çocuk gözlerime
güneş olup girdi sarı
ateşe ilk değdiğimde
Sevinç uçucu şu sıralar
Akrep
Saatlerde kaplumbağa rolünde
Kırık sesli kuşlar bile
Uğramaz oldu pencereme
Göğümde
Söylesenize
Hanginiz bakmadan güçsüzlüğünüze
Geçen yıllarla yarışa girdiniz
Her bakışımda bir fazlaya
Erdi gidişiniz
Ne diye
Sinsice adım adım gelirken hüzün
Dikenlerle kaplanıyor dünya
Kuytu bir köşeden bakmak ne güzel olurdu
Her yer kışa tutulduğunda
İçinde dar yolların olmadığı
Geliş yönleri saçılmadıkça
Ben
Med cezire tutulmuş
Bir yüreğim
Çekime yakalanışımın ispatı
Sakinleşememem
Unutmaya çalıştıkça
Sen de
Ucundan maviler damlayan
Dikensiz güneşlerin kaygısızlaştığı
Utangaç kırmızıların oynaştığı
Sahil boyu yuvarlanan gölgelerimizin soluduğu
Bir dilek tut
Etraf gürültü artığı
Etraf kalabalık karanlığı
Umarsız sağ duyum
Kırgın ışıkların sessizliğinde
Arsız kaçışların keskinliğinde
Ahh ahh
Olmayanlarla o kadar meşgul ki usun
Varlarımdan bihaber yaşarsın
Ya verebildiklerim kadarını dökerim avuçlarına
Ya da hiçler hanesine bana dair bir çentik atarsın
Bence
Mis kokulu zambağın
Sarı tozu burnumda
Dolaşırım sarhoşum
Değdi ya yüreğime
Yürek eli
Dünyadayım ama
Yerle gök arasında düzenlenmiş seferlerimdesin
Sabırla ördüğüm hayal merdiveninin son basamağı hep kırık
Bir türlü bırakmıyor eteğimi gerçek
Tam değecek elim derken
Çekiyor beni gül kokulu göğümden
Bir yagının orta yerine kurulmuş otağıma
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!