Aşktan pınarlar sunmak, Aşıklara…
Rumi’nin dizeleri bu şekilde seslenir hep…
Duyana…
Aşıklar okuyunca kendini buluyor…
Cisim isyan ediyor bu seyre, kahroluyor…
Aşıklar sevgi kurnasından beslenir…
Susuzluklarını giderir…
Sonsuza yükselir hissedişler…
Kişi etten, kemikten suret sanır kendini…
Cismin resmi, sadece cisme iltifat edene…
Oysa cisimden öte, cana en yakın olandır bize…
Eyyy Aşk ehli Cancağız, zerre…
Konuşan dile değil, konuşturana bak…
Göreni değil, göstereni gör…
Duyanı değil, duyduranı bil…
Tesadüfün olmadığı bu evren de…
Duyanlar, görenler, konuşanlar bir araç…
Bir gün geldikleri toprağa ait olacaklar…
Sen ki ruhunla bakisin cihanda…
Sen ki, güzelliğin sadece güzel ruhların gördüğü…
Sen ki AŞK ve AŞIK olunanın ‘’KÜN’’ diye üflediği…
Eyyy Can, güzelliğin on para etmez…
Güzelliğin AŞKA’ tutsak…
Tutsak ise cisim AŞK’a…
Neden uzatmazsın elini AŞK’a…
‘’Aşksızlara verme öğüd…’’ der Yunus…
Aşkı olmayan, Aşık olamayan, ne bilsin ‘’ÇALAB’’ı…
Aşık olmak gerek ruha, sonra ruhlar dillensin cisimle bizlere…
Ruhu güzel olanın cismi, ‘’Huzur-u Mahşer’’…
Cennet-Cehennem hepsi kaybolur, bir bilsen…
Sadece ‘’O’’ kalır baki sana…
Adı terki terktir, kalkar aracılar aradan…
Eyyy… AŞIK ve AŞK…
Sen ‘’BİR’’den gelen, iki zerresin…
Ne vakit ‘’BİR’’ oldun ikide…
İşte O vakit, evren konuşacak senle…
Emrah Bekci 2Kayıt Tarihi : 5.12.2013 01:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!