Ustam bana iki üç harf okuttu
Merak elif efkâr elif zâr elif
Bu elifnen kimler have yetişti
Sahip elif üstâd elif âr elif
Elif aldım gör ne çağa yetiştim
Bu dünya bir ayarsız at,
Onu binip süren var mı,
Hiç kimseye vermez murat,
Muradına eren var mı?
Dünya gösterir zevkini,
Kendinden kendine olur zilleti beynamazın,
Akıl fehim idraktadır gılleti beynamazın,
Kulak vurup dinlesinler bu renkte bulunanlar,
Huzuru Bar-i de yoktur rağbeti beynamazın.
Ey beynamaz hiç mi kalben koymassın mevlayı sen,
Kisha, (Erzurum Uzundere'ye bağlı bir köy) beyleri bir sünnet düğününe Narman beylerini davet ederler. Narman beyleri de Sümmani'yi de beraberinde Kisha'ya götürürler. Ummani Kisha’ya insanları düğünde eğlendirmek için gelmiştir. Geldiğinde Sümmani gibi genç bir aşığı görünce Sümmani’yi kendine rakip edinir ve mecliste oturan Sümmani’ye dönerek söze başlar;
Ummâni
Narman kazasından gelmiş buraya,
Şimdi seni sokam ağ u karaya,
Gel gönül konma bu köşke saraya,
Kazanıp sefasın sürmemek de var,
Bu dünya fanidir yoksula baya,
İnsan bir kararda durmamak da var.
Âlemde güvenme gençliğe çağa,
İdrak et nerede varlık pazarı
Yok ol varolasın anda bulunur
Nerde aramalı gonca şikarı (şikar =ticaret)
Gül ararsan dikenlikte bulunur
barbarlık barını ekledem dihan (bar= meyve ekledem= yemek dihan= ağız)
Havalanma gönül çıkma havaya
Yokla aslın yokla turâb değil mi
Ceht eyle varasın Gâni Mevlâya
Döner dünyâ sonu harâb değil mi
Nefse uyan murâdına eremez
Bilmez misin kendi halinden fikir,
Bu güne dek nice mekan değiştin,
Gahi gafil oldun gah ettin zikir,
Fehmettin mi nice erkan değiştin.
Bedenimde çardır dide-i ihsan,
hayal-i hatırdan çıkmaz cananım
verir aşk ateşi hararet bize
du cihan serveri hak peygamberi
eder mahşer günü şefaat bize
vedduha velleyli eylemiş tarif
Terk ettim gurbeti döndüm sılaya
Gördüm bu yerlerin elvanı gitmiş
Bülbül uçmuş viran kalmış yuvası
Nice sadık muhib yaranı gitmiş
Baktım gül dalında bülbül ötmüyor
Anadolu'nun pirlerinden.. Allah rahmet eylesin...