Dertsiz iken dert ehlinden dert aldım,
Bu aşkın bahrine daldıktan sonra,
On birimde ben ustamdan vird aldım,
Serimi sevdâya saldıktan sonra.
Sevdâ bana ne pazarı gösterdi,
Bâd-ı sabâ sana bir ifâdem var,
Götür bu nâmemi dildâre söyle,
Dahi sabretmeye kalmadı mecâl,
Götür de yüz be yüz izhâre söyle.
Bâd-ı sabâ yürü yâr vatanına
Şu karşı ki yüce dağlar,
Acep bizim dağlar mola,
Kara yaslı benim anam,
Karaları bağlar mola.
Kâbeden gelir hacılar,
Baktın ki yaramaz iki âlemde
Gûşundan taşraya koy sedâsını
Taksimde ne ise odur kaderde
Sem‟ an mihmân etme şu sedâsını
Aşıktan maşûka ermez mi âhlar
İnsan insan iken insanlığında,
Eğer zemin eğer sema sendedir,
kalma bu iklimin viranlığında,
Sa'y-i gayret eyle ihya sendedir.
İnsan isen fehmet cümle alemi,
Nesine aldanam dâr-ı dünyânın
Dahi bundan böyle rahat mı kaldı
Tutalım payını vahdethânenin
Şimdikinden gayrı lezzet mi kaldı
Tenden çıkan rûhlar nerye saklandı
Nûr-ı ziyâ olsa olmaz zulûmât
Dünyâda ışığı göz neden alır
Tende mi cânda mı söyle marifet
Dil tekellüm eder söz neden alır
Işıktan ışığa cezb eder dîde
Gönül seni kime şekvâ edeyim
Hevâ-yı hevesten döndüremedim
Kalmışım mihnette ya ben nideyim
Kıyl u kâl burcundan indiremedim
Hevâya harc ettim bu ihtiyârım
Kuru dava ile irfanlık olmaz,
Huzuru arife irfana karşı,
Candan geçmeyince canan bulunmaz,
Bezli can etmeli erkâna karşı.
Güzel güzel lazım ezel ezeli,
Bana himmeti lâ olan ârifin
Menfâat madeni zârı kendine
Asılından pay vermeyen canlının
Ehl-i hüner etmiş ârı kendine
Bir güzel bâğ gördüm hoştur çiçeği
Anadolu'nun pirlerinden.. Allah rahmet eylesin...