yolunu kaybetmiş yaralı bir ceylana
yol göstermenin hoşnutluğunu yaşarken
gidişine üzülmedim desem
yalan olur
yakışmaz dik duruşuma
alevlendirmek isterken
sönmeye yüz tutmuş ateşi
sanki kül üflüyorum ağzımdan
buğulu cam değil ki hayat
önce pamuk şekeri gibiydi bulut
tatlı mı tatlı
elimi uzatıp almak istedim gökten
göğün kederlerini toplaya toplaya
simsiyah kesildi birden
her şeyi sineye çektik
döşümüz yangın yeri
sabır nereye kadar
eyyyy ahali?
ısırgan otundanım,istemem dokunmanı
isyan edip gönlüne,kadere yakınmanı
aykırıyım doğustan,tanımam kıralını
alt üst ettim hayatın,değişmez kuralını
rüzgar dahi tasarruf ederken kendinden
nefesimi boşu boşuna tüketiyorum
gün gelecek nefes gerekecek
çünkü ölüm nefes tükenince gelecek
öyle ki
eğil, saçlarını tarasın rüzgar
kim bilir kaç yıldız düşer alnına
henüz erken gülüm daha vakit var
çocuksu hayaller koşsun yarına
say ki; çölden gelen bir yolcuyum;
suya hasret!
bir yudum su için koparsam da fırtına
esip geçen rüzgarım ben
aldırma...
Kızım derki; baba sigara içme
Hanım derki; adam yanından geçme
Şimdi! sen ben ol da sağlığı seçme
Buyur buradan yak demesin kimse
bir bulut düşün
gecelerde üşüyen
beyazdan kurşuniye dönüşen
hüzün damlaları aniden dökülüveren
gözlerim işte,gözlerim onun kadar hassas
yüzüm ağlamaklı bir hal alır
Şiirlerini okudum. Memnun oldum. Size yaradıcılıq uğorları arzusu ilə
2007 ve 2009 da ne yazdıysam hala aynı fikirde olmak ne güzel bir şey iyi ki tanımışım seni mertlerin efendisi
2007 ve 2009 da ne yazdıysam hala aynı fikirde olmak ne güzel bir şey iyi ki tanımışım seni mertlerin efendisi