mavinin özlemi yeşile
yeşilin de maviye
hiç kavuşamayacaklar herhalde
biz yaşarken Tanrı böyle istemiş
biz yok olduktan sonra
görmeyeceğiz nasıl isterse...
'sabah aydınlığında el sallardın
senin yolların umuda gitmez miydi baba
yüzün gülüyordu gül sunuyordu adeta
akşam başın öne eğik geldin
derdin neydi baba acaba
yüzün solmuş gülmüyordu baba
bahar dalım
yeni mevsimlere kanat açmışsın
havada senin mührün
bulutların iliklerine işleyen
dertlerimi söyleyemiyorum sana
yer altında isim veriyorum sızılarıma
seyrederim baharın nazlı nazlı gelişini,
gözlerim sulanır, ayırtedemem tabiatın yeşillerini,
üzülecek yaşlı ağaçlar öğrenince yaşlarını,
kuşların mı arıların mı dinleyim anlattıklarını.
sevincinden duramıyor, daldan dala konuyor uğurböceği,
esir sevdalar aysız gecelere benzer
tutan olmaz ellerinizden
yürüyemezsiniz pembe dünyalara
düş sapaklarının tabelaları inmiş
gözyaşlarınız yalayamaz teninizi
gönlünüze akan çeşme kuru
yapayalnız bembeyaz çizgide
yürüyen adam
düşe kalka
dizleri elleri boyalı
yapışkan
dünyayı dolaşırken
altımıza seriver
ellerinde büyüyeceğim
biraz saman
ya da tüy yeter
gözlerini gözlerimden ayırma
ellerinin sıcaklığı
ben çocuğum...
ümide doğdum...
uçurtmalarda
balonlardadır gözüm
toz kondurmam üstüme
cilalıdır yüreğim
beni arama...
yıllarıma misafirliğe gittim
acı bir kahveydi ikramı
ardından falıma bakıldı
bahtıma çıkan
kırık notlardı
beni benden ayırmayın
ben bensiz yaşayamam
yarımım bir işe yaramaz
beni ben yapan
içimdeki benliğim...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!