Bakma sen yüzümüze; kırıl, darıl, bize küs
Et Rabbime şikayet, hakkındır bu ey Kudüs.
Sen ki ilk kıblemizdin, gittiğimiz ilk secde
Kulluğun şerbetini tattığımız ilk secde
Ne kan içindir ne de et
İsmailce teslimiyet
Bittiğinde tüm kemiyet
Kurbanın da kurban olur.
Dünyalıktan vaz geçersen
Doğruluk abidesi, dürüstlüğün timsali
Mümin yaşadı hep, yürüyen Kur’an misali.
Korkma, dedi millete;“Korkma! Sönmez bu Şafak.
Sen sığın Yaradan’a, kurtuluş onda ancak.”
Yıldızı Oğuz Han'dan; hilali, Resulullah.
Bu senin son sancağın, onu sen koru Allah.
Tek dileği İlahi,senin yüce rızandır.
Resulune komşu et, cennetine kazandır.
Acizim ve yorgunum
Rahmetine muhtacım
Bitsin artık sürgünüm
Davetine muhtacım
Umudum yok yarından
Ben sana güvendim, sana el açtım
Yabana elimi açmayım Ya Rab!
Şahadet getirip yolunu seçtim,
Başka da bir yolu seçmeyim Ya Rab!
Kelebek kanadında çırpınış son nefesim
Dünyanız sizin olsun, kalmadı ki hevesim.
Pervaneye dönmüşüm, aşktır bana ateşler
Geceyi verin bana size kalsın güneşler.
Yazım karadan
Sızım yaradan
Belki sonradan
Güler bu yüzüm.
Rabbim istemiş
Bugün kara gün, 4 Nisan doksan yedi,
Başbuğun uçmağa çıktığı o gün.
Öyle bir ateş ki, kar buz eridi.
Milyonca bozkurtu yaktığı o gün.
Yine böyle bir gündü, yağmıştı kar.
Dün çıktın karşıma ruhumelalim
Gördüm benden gitmiş, yâd el olmuşsun.
Tufandın kalbimde vefasız zalim
İçimi titretmeyen bir yel olmuşsun.
Sığındığım yurttun deli çağımda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!