TOPU TOPU İKİ KERE
İki kere bulaştı bana Lila,
Birinde ben toydum, biri “Bana taşın” dedi “İlla… ”
İki kere boyandım Maviye,
Birini ben bıraktım, biri bıraktı beni bilmem ne diye…
İki kere boyandım Mora,
TÜRK MİLLETİNİN İSİMSİZ KAHRAMANLARINA
Atılmak için karanlığın üstüne,
Belki de son kez göreceğim şafağı bekliyorum…
Asırlardır parlaması ondan,
Kalpağımdaki gururlu hilalin…
Nerede bir mazlum beni görse, sevindirip, yüzünü güldürüyorum…
UMURUNDAYSAM EĞER
Yağmuru saçlarıma değdi baharın
Açmadım şemsiyemi bıraktım, okşasın
Hani ben, o en büyük şansın…
Bıraktığın gibiyim…
***
UMUTLANMA
Demir soğuğu zamanlarında yüreğimin,
Gelip karşıma oturuverdin,
Tek kelime etmeksizin…
Belli ki sen buralardan değilsin…
Kınadığım filan da yok ama
ÜZÜLÜRÜM KURU ÇİÇEK GÖRÜNCE
Benim bakışım sert, senin yüreğin ince
Nasıl da vurgun yedim seni görünce
Benim bileğim kalın, senin belin ince
Nasıl da sarardım seni bir araya gelince
Benim sesim davudi, senin ki ince
VARDI BUNLAR VE GERÇEKTEN YAŞANDILAR – 1 -
Sessizdi, çoğunlukla susardı.
Gülerdi ama hep gözleri…
Ancak yakından bakarsan görürdün pınarlarındaki gözyaşını.
Gözbebeğinin içinde çığlık atan,
Anlaşılmayan bir dilde yardım isteyen,
YAKMAĞINAN YIKMAĞINAN
Bendeki kül yanar mı sanırsın kıvılcımlı bir bakmağınan.
Kül tutuşamaz ki, küçük bir alev ile yakmağınan.
Bakmayınca yeşermiyor, bir fidan dikmeğinen.
Ya sevdan, ne kadar yaşar bir kuru ekmeğinen.
* * * * *
YAN !
Doğruydu duyduğun…
Kulağına gelen fısıltıda o vardı.
Adı geçti gözlerinden, sulanınca farkına vardın.
Sesi geçti yüreğinden, sancı girince anladın.
Yumruk oldu boğazında, seslenemedin, duraksadın.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!